Romanın ana karakteri Handan, iyi bir eğitim almış, Batı kültürüne ve felsefesine aşina, zeki ve hassas bir genç kadındır. Hayata karşı idealist bir bakış açısına sahiptir ve çevresindeki erkeklerin sığ düşüncelerinden sıkılır. İlk olarak, kendisini anladığına inandığı, Batı'dan dönen Refik Cemal'e aşık olur. Ancak Refik Cemal'in düşüncelerinin yüzeysel olduğunu fark etmesiyle bu aşkı hayal kırıklığıyla son bulur. Handan daha sonra, yaşı kendisinden oldukça büyük, zengin ve eğitimli bir adam olan Hüsnü Paşa ile evlenir. Bu evlilik, Handan'ın hem toplumsal statüsünü yükseltir hem de ona entelektüel bir ortam sunar. Ancak Hüsnü Paşa ile arasındaki yaş farkı ve fikir ayrılıkları, Handan'ı tam anlamıyla mutlu edemez. Bu evlilik, Handan'ın aradığı ruhsal derinliği ve anlayışı bulamadığı bir süreç olur. Romanın asıl dramatik örgüsü, Handan'ın Hüsnü Paşa'nın yeğeni olan Neriman'ın kocası Nâzım ile tanışmasıyla başlar. Nâzım, Handan'ın fikirlerine ve ruh haline hayranlık duyan, onu anladığına inanan bir karakterdir. Başlangıçta masum görünen bu entelektüel yakınlaşma, zamanla ikisi arasında karmaşık bir duygusal bağa dönüşür. Bu bağ, mektuplar aracılığıyla gelişir ve Handan'ın iç dünyasındaki çelişkileri, ahlaki sorgulamalarını ve toplumun beklentileriyle kendi arzuları arasındaki çatışmayı gözler önüne serer. Nâzım'ın Handan'a olan aşkı, Handan'ın kendi evliliğindeki mutsuzluğuyla birleşince, her ikisi için de zorlu bir sürece yol açar. Nâzım'ın karısı Neriman'ın durumu ve Handan'ın kendi vicdanıyla mücadelesi, romanda psikolojik gerilimi artırır. Handan, Nâzım'a karşı hissettiği derin duygularla, kendi etik değerleri ve toplumsal normlar arasında sıkışıp kalır. Romanın ilerleyen bölümlerinde Handan'ın sağlık sorunları baş gösterir. Yaşadığı duygusal çalkantılar ve iç çatışmalar, onun fiziksel sağlığını da olumsuz etkiler. Yatağa düşen Handan, bu süreçte geçmişini, ilişkilerini ve hayatını sorgular. Nâzım da bu dönemde Handan'ın yanından ayrılmaz, ona destek olur. omanın sonu trajik bir biçimde gelişir. Nâzım, Handan'a olan aşkının ve onun hastalığının vicdan azabıyla intihar eder. Bu durum, Handan için büyük bir yıkım olur ve onun zaten kırılgan olan ruh halini tamamen bozar. Handan, yaşadığı tüm bu acıların ardından akıl sağlığını yitirir ve bir sinir buhranı geçirir. Roman, Handan'ın hayatının bu trajik noktada, tüm umutlarının ve hayallerinin tükenişiyle son bulduğunu işaret eder.
Romanın ana karakteri Handan, iyi bir eğitim almış, Batı kültürüne ve felsefesine aşina, zeki ve hassas bir genç kadındır. Hayata karşı idealist bir bakış açısına sahiptir ve çevresindeki erkeklerin sığ düşüncelerinden sıkılır. İlk olarak, kendisini anladığına inandığı, Batı'dan dönen Refik Cemal'e aşık olur. Ancak Refik Cemal'in düşüncelerinin yüz
... Daha fazla göster