Bilgenin ferrrarisi olur mu?
Derler ki; bir bütünü, onu oluşturan parçalar arasındaki uyumu önemsemeyip yarım yamalak görenler ile gerçek körler arasında tek bir fark vardır: Gerçek körler gözlerinin yerine aklını ve kalbini ikame eder fakat bakar körler akıllarını da kalplerini de peşinden sürükler.
Kitabın akıcılığına ve etkileyiciliğine sözüm yok. Birçok insanın arayışına yol olduğu ve ona çıkışı gösterdiği konusunda da hem fikirim. Ancak söz hükmünü sadece dille vermez. “Dilin ardındaki gaye, niyetten bağımsız neye hizmet eder yahut neye vesile olur, yahut hangi değerin çarpık kavranışının temelini atar, yahut yine niyetten bağımsız kime yarar” buna vurgu yapmadan çıkacağımız yolun bizleri ulaştıracağı hiçbir menzil yoktur ve derdimize de çare olamaz. Bunu birçok yazarda gördük. Yüzlerce sayfalık aklın ve bilimin temelinde bir yol alış ve son birkaç on sayfada, nedeni önemli olmaksızın çark ediş. Bu aslında başlı başına bir sorun ve sorgulanmalı kanısındayım. Çünkü güveni zedeliyor…
Burada çark ta en başta ve başlıkta …
İddiam odur ki herkese Ferrari sahibi olacak kadar imkan sunalım, gün gelecek hepsi de ferrarrilerini satmadan , bağışlayarak bilgeliğin yolunu bulacak. ( ironidir)
Kitap ile ilgili iki yıl önce yazdığım karalama aşağıdadır. Sevgiyle…( not: “Gölgesini satamadığı ağacı kesen” vurgusu Kapitalizme atfedilen ekonomi-politik bir tespittir.) )
Ferrari'sini satan bilgeye dair
Etmeyin eylemeyin
Gözünüzün yağını yiyeyim
Vaz caymamış
Sat-mış
Özeti budur bu hikayenin
Ve sorarım size
Satar mı ki ferrari'sini bir bilge kişi
Hele ki erbabı olmadan
…bir ticaretin
Var mı ki böyle
Bir bilge kişi
Bu olsa olsa
Gölgesini satamadığı ağacı kesen
Bir aklın işi...
14.05.2022