Çağdaş siyasal felsefenin çetin meselelerine kafa yoran, "radikal düşüncenin sınırlarını zorlayan" ve okuyucusunu konfor alanından çıkaran bu felsefe metnine merhaba deyin. Kitap, adını Giorgio Agamben’in meşhur “istisna hâli” kavramına gönderme yaparak, evrensel olan ile istisnai olan arasındaki gerilimi sorgular. Ancak Žižek bu gerilimi yalnızca hukuki ya da siyasal bağlamda değil, "ontolojik, psikanalitik ve ideolojik" düzlemlerde de tartışır.
Farklı başlıklar altında dağılmış yazılardan oluşan bu kitap belki size karışık gelebilir; fakat tüm yazılar, ortak bir tema etrafında birleşir: evrensellik iddiası taşıyan ideolojilerin, istisna üzerinden kendilerini nasıl meşrulaştırdığı. Žižek, Hegelci diyalektiği ve Lacancı psikanalizi ustaca harmanlayarak, bu istisna kavramını hem birey hem de toplum düzeyinde tartışmaya açar.
Metin boyunca "Batı liberalizmi, çokkültürcülük, din, terör, küreselleşme" gibi çağımızın en kritik meseleleri ele alınırken, Žižek her zamanki gibi "sarsıcı analizler, ironik göndermeler ve kültürel referanslar" ile okuyucusunu entelektüel bir çalkantıya sürükler. Örneğin çokkültürlülüğü, tolerans söylemi üzerinden eleştirirken aslında Batı'nın kendi üstünlüğünü yeniden üretme biçimi olduğunu ileri sürer. Benzer şekilde radikal solun krizlerini analiz ederken sadece kapitalizmi değil "onun karşıtlarını da eleştirel süzgeçten geçirir".
Kitabın dili, Slavoj Žižek’e aşina olmayanlar için zaman zaman karmaşık gelebilir. Ancak düşünsel yoğunluğu, metnin her paragrafında yeni bir kavrayış, yeni bir bakış açısı sunar. Bu nedenle "Evrensel İstisna", sadece okunacak bie eser değil "tekrar tekrar düşünülerek sindirilecek bir kitap niteliğindedir. Siyaset felsefesiyle ilgilenen, günümüz dünyasını yalnızca gözlemlemekle kalmayıp "radikal biçimde dönüştürmek isteyenler" için son derece değerli bir eserdir. Slavoj Žižek’in düşünsel derinliğiyle yüzleşmeye hazır olan herkese başarılar dilerim.
Farklı başlıklar altında dağılmış yazılardan oluşan bu kitap belki size karışık gelebilir; fakat tüm yazılar, ortak bir tema etrafında birleşir: evrensellik iddiası taşıyan ideolojilerin, istisna üzerinden kendilerini nasıl meşrulaştırdığı. Žižek, Hegelci diyalektiği ve Lacancı psikanalizi ustaca harmanlayarak, bu istisna kavramını hem birey hem de toplum düzeyinde tartışmaya açar.
Metin boyunca "Batı liberalizmi, çokkültürcülük, din, terör, küreselleşme" gibi çağımızın en kritik meseleleri ele alınırken, Žižek her zamanki gibi "sarsıcı analizler, ironik göndermeler ve kültürel referanslar" ile okuyucusunu entelektüel bir çalkantıya sürükler. Örneğin çokkültürlülüğü, tolerans söylemi üzerinden eleştirirken aslında Batı'nın kendi üstünlüğünü yeniden üretme biçimi olduğunu ileri sürer. Benzer şekilde radikal solun krizlerini analiz ederken sadece kapitalizmi değil "onun karşıtlarını da eleştirel süzgeçten geçirir".
Kitabın dili, Slavoj Žižek’e aşina olmayanlar için zaman zaman karmaşık gelebilir. Ancak düşünsel yoğunluğu, metnin her paragrafında yeni bir kavrayış, yeni bir bakış açısı sunar. Bu nedenle "Evrensel İstisna", sadece okunacak bie eser değil "tekrar tekrar düşünülerek sindirilecek bir kitap niteliğindedir. Siyaset felsefesiyle ilgilenen, günümüz dünyasını yalnızca gözlemlemekle kalmayıp "radikal biçimde dönüştürmek isteyenler" için son derece değerli bir eserdir. Slavoj Žižek’in düşünsel derinliğiyle yüzleşmeye hazır olan herkese başarılar dilerim.
