‘’benim bir sözcüğüm tüm kötü içgüdüleri çarpar insanın yüzüne’’ der. Çünkü derin düşünce ve haşarılık nazikçe el ele tutuşur onun felsefesinde.
İşte bu insan, ben de üst insan diyor nietzsche ve üstinsanın gerekliliğinden bahsediyor. Hristiyan ahlakını ve idealizmi reddederek nasıl bir hayat sürmemiz gerektiğini anlatıyor. Eğer onu böylr buyurdu zerdüşt'ten tanımasaydım bu egoya sahip birini pek ciddiye alır mıydım bilemiyorum. Nietzsche, iğneleyici sözler ve aforizmlardır. Bölüm başlıkları bile: neden böyle bilgeyim ben? Neden böyle akıllıyım ben? Ve neden böyle iyi kitaplar yazıyorum?dur :) Egonun yanında bir de çelişki barındırır söylemleri. Herkesi eşit gördüğünü söylerken ‘en düşükleri bile’ diye parantez açar. Tanrının öldüğünü haber verir ama ona dua edip ondan yardım ister. Sonrada deccal olduğunu söyler bize:)
Günün sonunda onun derdi diğer insanlardı. Üstinsan olamayan ve olmak istemeyenlerdi. Ve tek derdi bu da değildi. Elinde bir çekiç vardı ve önünde de yontulması gereken insanlar. Çekiç darbeleri bir idealizme bir de Hristiyan ahlakına iniyordu. Onun için yaşam ideale uygun yaşamak değildi. Aynı zamanda gidileceğinden emin olunmayan öbür dünya için yapılması gerekenler de yaşamaktan sayılamazdı. Yaşam bugündü. Çünkü ‘ahlaki insan, düşünülür dünyaya, fiziksel insandan daha yakın değildir.-çünkü düşünülür dünya yoktur’ derdi. Bu ifade insanın ‘metafizik ihtiyacının’ köküne vurulacak balta işlevini görebilir. Şimdiye kadar gelinen zamana kadar din, ahlak, tanrı, ebedi kavramlarla gelinmiştir . Nietzsche tanrıyı günümüz insanı için öldürerek çok büyük bir sonuçlar yaratmasını istemiştir-fakat bunun insanın hayrına mı şerrine mi olacağını kim söyleyebilir?
Felsefenin sonu yoktur ve benim yazacaklarım da bu kadar değildir. Fakat bir şeye daha kulak asmamız gerek. ‘’bir gün Hristiyan rahiplerinden, ‘sinsi bir cüce türünden’, ‘yerin altında yaşayanlardan’ söz eder gibi, kinayeyle söz edilecek…’’ peki bağnazca onun yolundan gidenlerden ne diye söz edilecek?
Keyifli okumlar:)