Venedikli tüccar Giosafat Barbaro’nun son derece akıcı bir dille kaleme aldığı seyahatnamesi; Deşt-i Kıpçak, Akkoyunlu Devleti, Osmanlı Devleti ve Venedik Cumhuriyeti ile ilgili aydınlatıcı bilgiler sunması bakımından oldukça değerli bir kaynak. Barbaro ilk seyahatini Karadeniz’in kuzeyine gerçekleştirmiş ve uzun süre Türk-Tatarlar arasında bulunmuştur. Onların gelenek-göreneklerini, yaşam biçimlerini ayrıntılı bir şekilde anlatmıştır. Türk tarihi açısından büyük önem taşıyan eserinin ilk bölümü, 1436-1452 yılları arasında gerçekleştirdiği seyahatinin neticesidir. Dolayısıyla bu eser sadece Karadeniz’in kuzeyinde yaşayan Türk toplulukları için değil zikredilen devirde palazlanmaya başlayan Moskova Knezliği ve çevresinin tarihi bakımından ve hatta 15. yüzyıldaki dini çekişmelere ışık tutmasıyla da özel bir yere sahiptir.
Seyahatnamenin ikinci bölümü ise Akkoyunlu Uzun Hasan’ın 1453 yılında tahtına oturmasıyla başlar ve 1478 yılında ölünceye kadar geçen süre zarfındaki olayları ihtiva eder. Akkoyunluların komşu devletlerle aralarındaki savaşlar, diplomatik ilişkiler, devletin sosyal yapısı ve kültürel yaşamı hakkında değerli bilgiler sunan bu eser benzersiz bir kaynak özelliği taşıyor. Osmanlılara karşı ittifak kuran Venedikliler ile Akkoyunluların birbirlerine gönderdiği elçilerden biri olan Giosafat Barbaro, yazdığı seyahatnamesiyle söz konusu dönemin tüm rengini ortaya koymaktadır.
Venedikli tüccar Giosafat Barbaro’nun son derece akıcı bir dille kaleme aldığı seyahatnamesi; Deşt-i Kıpçak, Akkoyunlu Devleti, Osmanlı Devleti ve Venedik Cumhuriyeti ile ilgili aydınlatıcı bilgiler sunması bakımından oldukça değerli bir kaynak. Barbaro ilk seyahatini Karadeniz’in kuzeyine gerçekleştirmiş ve uzun süre Türk-Tatarlar arasında bulunmu
... Daha fazla göster