Dağ Çiçeklerim

Sıdıka Avar, 1901 yılında İstanbul, Cihangir'de doğmuş. Eğitim hayatına mahalle mektebi ile başlayan Avar sonrasında Şefik Muhtar Mahalle Mektebi'ne geçmiş ve Çapa Kız Öğretmen Okulu'nu 1922'de bitirmiştir. Türkçe öğretmeni olarak Türkiye'nin çeşitli yerlerinde öğretmenlik yapan Avar bunu yanı sıra Türkiye için çok mühim işlere de imza atmış. İzmir Kadınlar Hapishanesi'nde kadınlara okuma yazma öğretimini üstlenmiş, Salepçioğlu Camii'nde işçi çocukları için açılan el sanatları kursunda görev almış. Bu zamanlarda hakkında "misyonerlik" dedikodusu çıktığı olmuş***(link'te) ama Avar bu dedikoduyu çıkaran kişileri de dava etmiştir. Daha sonraları İzmir'de kalan Avar 1929'da bir grup Amerikalı ile birlikte Ankara'ya çağrılmış. Bu grup, Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağlı bir çocuk oyun ve spor sahası kurmuş. Sıdıka Avar sırasıyla Keçiören ve Necatibey İlkokullarında Amerikalı uzmanların, dönüşünden sonra, eşinin yönetimindeki Çocuk Esirgeme Kurumu çocuk bahçesinde beden eğitimi ve spor çalışmalarında görev almış. Ve bunun gibi birçok gönüllülük esasına dayalı sorumluluklar alıp o sorumlulukları da yerine getirmiştir. Kitaba ismini veren "çiçekler" ise başka bir güzide durum. Kitabın adı olan “Dağ Çiçeklerim”, Sıdıka Avar’ın hayatı boyunca karanlıklardan kurtarmaya çalıştığı
öğrencilerine uygun gördüğü bir hitap şeklidir. Avar, Dağ Çiçeklerim’de öğretmenlik yıllarının son 20 yılını kapsayan dönemini, yaşantılarının kesitlerini sunmuştur. Anılarıyla 1940-1959 yıllarında Doğu’daki insanların hangi koşullarda yaşadıklarını, hangi koşullarda çocukların okuduklarını ve kendisinin yaşadığı mücadele, ulaştığı başarıyla da o korkunç görünen karanlığın içine girmekten korkmamayı göstermek istemiş.

"Ey Mastarların, Hazarların, Gölcüklerin, Muratların ülkesi Elazığ, ey bağlarında tat, dağlarında buzlu sular kaynayan yeşil Ulu ovalarım evlatları, ey Tunceli ve Bingöl'ün göklerle yarışan çetin dağları, boynunu binbir haşeratın kemirdiği boynu bükük ormanları, ey dar zümrüt vadilerin çileli yiğit çobanları ve mert insanları...
Ey saadetinize sevinç, dertlerinize gözyaşı kattığım vefalı kızlarım, biçare bacılarım!...
Uğrunuza serdiğim 20 senenin kahırları, dertleri, cefaları ananızın ak sütü gibi helal olsun!
Kalbimde sizin için burcu burcu tüten saadet ve bereket dilekleri köyünüze, kömünüze rahmet gibi yağsın ve mesut olun..."
Sıdıka Avar'ın Elazığ, Tunceli, Bingöl yöresinin çetin koşullarında geçen 20 yıllık öğretmenlik serüveni. Hem yaşayan, hem dikkatle gözleyen bir efsane öğretmenin kaleminden, bölgenin 20 yıllık tarihi, vahşi doğası, kültürü, ekonomisi, her şeyi...
Tüyler ürperten "her şey"i...