Eserin temel fikri daha ilk çerçeve anlatıda ortaya konur. Şehriyar’ın her gece evlendiği kadını sabah öldürtmesi karşısında Şehrazat’ın seçtiği tek silah hikâyedir. Şehrazat’ın konumu açık bir şekilde dile getirilir:
“Bana bu geceyi bağışla ey hükümdar; sana öyle bir hikâye anlatacağım ki, eğer Allah dilerse sabaha kadar canımı kurtarır.”
Bu cümle, Binbir Gece Masalları’nın özünü özetler. Anlatmak hayatta kalmaktır. Hikâye burada estetik bir zevkten çok, varoluşsal bir stratejidir.
Masallar ilerledikçe farklı toplumsal katmanlardan insanlar, tüccarlar, köleler, kadınlar, cinler ve hükümdarlar söz alır. Bu çok seslilik, iktidarın tek merkezden bakışını kırar. Özellikle hükümdar figürlerinin sık sık yanıldığı, aldatıldığı ya da cezalandırıldığı masallarda şu tür ifadelerle karşılaşırız:
“Zalimlik edenin sonu pişmanlıktır.”
Bu tür cümleler, masalların eğlencelik değil; ahlaki ve siyasal bir eleştiri alanı olduğunu gösterir. Mutlak gücün sorgulanabildiği nadir geleneksel anlatılardan biridir Binbir Gece.
Kadın anlatıcı olarak Şehrazat’ın konumu özellikle dikkat çekicidir. Şehrazat yalnızca masal anlatmaz; masallar aracılığıyla Şehriyar’ı dönüştürür. Onu yavaş yavaş intikamdan merhamete taşır. Bir noktadan sonra anlatının hedefi netleşir:
“Hikâyeler uzadıkça hükümdarın öfkesi azalıyordu.”
Bu ifade, bilginin ve anlatının şeffaf bir iktidar eleştirisi sunduğunu gösterir. Şehrazat, gücü doğrudan karşısına almaz; onu dönüştürerek etkisizleştirir.
Binbir Gece Masalları’nda kader de merkezi bir temadır. Ancak bu kader edilgen değildir; akıl ve cesaretle yönlendirilebilir. Sıkça tekrarlanan şu ifade bunu açık eder:
“Tedbir insandan, takdir Allah’tandır.”
Bu anlayış, insan iradesini yok saymaz; aksine onu ahlaki sorumluluğun merkezine yerleştirir. Masallar bu yönüyle fatalist değil, pratik bilgelik taşır.
Sonuç olarak Binbir Gece Masalları, masal formu altında hayat, iktidar ve özgürlük üzerine derin bir felsefe barındırır. Şehrazat’ın anlattığı her hikâye, yalnızca bir geceyi değil, bir zihniyeti kurtarır. Masallar bittiğinde Şehriyar yalnızca eğlenmiş değil, değişmiş bir insandır. Ve eser şu düşünceyle kapanır: Anlatı, insanı öldürmez; susturulan anlatı öldürür.
Bu yüzden Binbir Gece Masalları, yalnızca geçmişin bir masal kitabı değil; bugün hâlâ sözün, aklın ve anlatının şiddete karşı en güçlü direniş biçimi olduğunu hatırlatan evrensel bir metindir.