Bu eser, Bilge Kağan'ın kendi hayat tecrübelerinden süzülen, devleti yaşatma ve milleti bir arada tutma mücadelesinin destansı ifadesidir. Kitabın ana teması, Kağan'ın "Ey Türk milleti, titre ve kendine dön!" uyarısında gizlidir. Kağan, milletine geçmişte düşülen hataları açıkça anlatır. Özellikle Çin'in tatlı sözlerine ve ipekli kumaşlarına kanarak bağımsızlığını kaybetmenin, beyliklerin birbirine düşmesinin ve töreden sapmanın devleti nasıl felakete sürüklediğini acı bir dille dile getirir. Kağan'ın vasiyeti, bir devletin nasıl kurulacağı ve nasıl ayakta kalacağına dair somut kurallar içerir. Aç halkı doyurmak, çıplak halkı giydirmek, düşmanı dize getirmek ve en önemlisi töreyi (yasaları ve düzeni) sağlam tutmak. Bu, sadece askeri güçle değil, sosyal adaletle de ayakta duran bir devlet modelini sunar. Eser, bağımsızlık fikrinin Türk milletinin varoluş sebebi olduğunu vurgular. Bilge Kağan, milleti için gece uyumadığını, gündüz oturmadığını belirterek, Tanrı'nın desteğiyle yeniden dirilen devleti koruma görevini geleceğe miras bırakır. Ahmet Taşağıl, bu metni incelerken, Göktürklerin Orta Asya'nın siyasi, coğrafi ve kültürel merkezindeki konumunu, komşularla olan ilişkilerini ve yazının tarih sahnesine çıkışının önemini de akademik bir titizlikle okuyucuya sunar.
Bu eser, Bilge Kağan'ın kendi hayat tecrübelerinden süzülen, devleti yaşatma ve milleti bir arada tutma mücadelesinin destansı ifadesidir. Kitabın ana teması, Kağan'ın "Ey Türk milleti, titre ve kendine dön!" uyarısında gizlidir. Kağan, milletine geçmişte düşülen hataları açıkça anlatır. Özellikle Çin'in tatlı sözlerine ve ipekli kumaşlar
... Daha fazla göster