Kitap, gerçekten de Hawking'in yaşadığı zorluklar karşısında bilime olan merakını biraz olsun bile yitirmeyişini gözler önüne seriyor. Ayrıca Hawking, yaptığı hataları ve buradan çıkardığı dersleri de çok kısaca ele alıyor. Mesela Oxford'da okuduğu dönemde, öğrencilerde konulara çalışmama yönünde bir algı olduğunu ve dersleri çalışmadan geçmenin başarı sayıldığını anlatıyor. Kendisinin yaptığı hesaplama sonucunda Oxford'da günde sadece 1 saat gibi bir süre çalıştığını fark ediyor. Bunun bir hata olduğundan bahsediyor.
Hastalığının gelişimi, yaşamını nasıl etkilediği ve bilimsel çalışmalarını nasıl sürdürdüğünü de yine bu kitaptan öğrenebilirsiniz. Bu konulara da detaylıca değiniyor. Kitabın sonlarına doğru ise biraz daha akademik bir anlatım izliyor ve çalıştığı fizik konularına geçiş yapıyor.
Ancak kitapta beni rahatsız eden bazı noktalar da vardı. Bunlardan birisi, beraber çalıştığı çok fazla bilim insanına atıfta bulunmasına rağmen "karadelik termodinamiğinin babası" kabul edebileceğimiz Bekenstein'e hiç değinmemesi oldu. Oysaki Bekenstein ile ortak bir alanda çalıştılar ve ikisinin bu alana olan katkısı, o alanın neredeyse sıfırdan parlamasına neden oldu. Bunda art niyet aramak ahmaklık olur ama bu kitaptan sonra mutlaka Bekenstein'in "Of Gravity, Black Holes, and Information" kitabını okumanızı tavsiye ederim. Kitabın Ginko Bilim'de yayımlanmış Türkçe tercümesi de bulunuyor.