Cinselliği çeşitli biçimlerde bastıran çağdaş medeni dünyada erilleşerek feminen vahşi doğasını yadsıyan başarılı bir iş kadınının kendine meydan okuyan bir erkeğe duyduğu cinsel açlığı işliyor. Bu şikayeti hiç az duymadım. Bu çağdaş medeniyetin ikiyüzlülüğüne yönelik eleştirileri repliklerde yoğun ve ısrarlı şekilde görüyorum. Ama sanıyorum bireyi de anlayan ve ona sorumluluk yükleyen bir sona sahip. Feminizmin geldiği noktada artık olması gerektiği gibi, kadınlara verilen ayrıcalıkların yanında sorumluluk da yüklenmesi gerektiğine yönelik bir geçiş oluyor diye düşünüyorum ve bu medeniyetin evrimine dair umut veriyor. Kidman ve Dickinson güzel bir kimya yakalamış gerçekten. Kidman yine farkını ortaya koymuş. Yalnız sahneleri "geniune" sevişmeler değilse muazzam taklit etmiş derim. İçerisindeki dişi aslanın kükremelerini duyabiliyoruz. Samuel de tam olarak buna dokunuyor. İnsanın karanlık noktalarını ortaya seren yapımlar bizi tatmin eder. Tüm bunlarla türünde bu puanı yakalar.