"Büyük Şok": Dünya'ya Yaşam, Dünya Dışından Gelmiş Olabilir!
Bu haber 11 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Lawrence Livermore Uluslararası Laboratuvarı’nın araştırmacılarının da aralarında bulunduğu bir grup uluslararası bilim insanı yaşamın Dünya’ya gerçekten de dışarıdan gelmiş olabileceğini doğruladı.
Ekip , bir buz karışımına, kuyruklu yıldızlarda da görülen şok basıncı uyguladıktan sonra, yaşamın yapıtaşlarından olan birkaç aminoasit üretmeyi başardı. Araştırma 15 Eylülde Nature Geoscience dergisinde yayımlandı.
İlk deneysel onaylama LLNL araştırmacısı Nir Goldman’ın 2010 yılında yaptığı ilk tahmine geldi. Yine 2013 yılında, Rzcereal ve Aztec’in de içinde bulunduğu, LLNL’nin süper bilgisayarlarında simülasyon sergilendi.
Goldman’ın ilk araştırması Dünya’ya milyarlarca yıl önce çarpan buz kuyruklu yıldızların birçok yaşam öncesi yapıtaşlarının veya içlerinde aminoasitlerin de bulunduğu, yapı taşı karışımını oluşturacak etkisi oluğunu buldu. Onun çalışması, su, amino, metanol ve karbon dioksit gibi yıldızlarda da bulunan moleküllerin hammaddelere kaynak olabileceğini ve bu çarpışma ile Dünya prebiyotik kimyanın devamı için enerji kaynağı sunmuş olabileceğini tahmin ediyor.
Yeni araştırma ise Londra Kraliyet Koleji ve Kent Üniversitesi’nden ortaklar Goldman’ın deneyinin benzerini, fırlatıcı hafif gaz ateşleyicisi kullanılarak tipik kuyruklu yıldızımsı buz karışımının içine ateşleyerek yaptı Sonuç: Birçok aminoasit türü oluşturuldu. Goldman şöyle diyor:
Sonuçlar, bizim çarpışma sonucu oluşan, çarpışma olduğu yerde kendi kendine hayat bileşimi oluşturabilecek prebiyotik materyal sentezi tahminimizi onaylıyor. Bizim çalışmamız, hayatın potansiyel olarak oluşacak olan yerlerin genişlediği, güneş sistemimizde proteinlerin içeriği için ek bir gerçekçi sentetik üretim yolu öneriyor.
Kuyruklu yıldızların basit buz ve aminoasit öncüleri bulundurduğu biliniyor. Glisin aminoasidinin Wild-2 kuyruklu yıldızının hediyesi olduğu çoktan kabul edildi.
Goldman’ın asıl çalışması, moleküler dinamikler simülasyonu kullanarak temsili kuyruklu yıldız karışımlarına gezegensel çarpışma sebebiyle geçen şok dalgalarının teorik olarak aminoasit sentezini sürdürebildiğini göstermekti. Bu sentetik mekanizma, dış özellikler ve ya gezegendeki oluşum öncesi kimyasal çevreden bağımsız olan gerçekçi koşullarda çok çeşitlilikte prebiyotik moleküller sağlayabildi. Goldman şöyle diyor:
Bu sonuçlar, yaşamın yapıtaşlarının kökeninin anlamakta bizim için önemli bir adım.
Takım, başka bir güneş sisteminde de oluşmuş olabilecek olan, kuyruklu yıldız çarpmaları ile oluşan içerikle aynı içerikli buz kalıbı buldu. Mesela Satürn’ün bir uydusu olan Enceladus hafif organik ve su karışımı içeriyor. Ekip, yüksek hızla hareket eden kuyruklu yıldızların çarpması, aminoasitlerin de içinde bulunduğu, kompleks organik karışımları oluşturacak şok sentezi için yeterli enerji sağlayacağı sonucuna vardılar. Goldman, sözlerini şöyle bitiriyor:
Bu, hayatın Güneş Sistemi'nde başlayıp, sistem boyunca yayılmış halde olma ihtimalini artırdı.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 11
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Science Daily | Arşiv Bağlantısı
- Z. Martins, et al. (2013). Shock Synthesis Of Amino Acids From Impacting Cometary And Icy Planet Surface Analogues. Nature Geoscience, sf: 1045-1049. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 15:03:45 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/1416
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Science Daily. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.