Küçük Bir Çocuğun Gözünden Evren
Çocukken camdan dışarı baktığımda tüm şehir görülürdü. Yaşadığım şehirin 3 tarafı dağlarla çevrili, bir tarafında ise ufuk çizgisine doğru binalar uzanır. Ben ise bu dağların yamacındaki mahallelerden birindeki bir evde yaşardım. Camdan dışarı baktığımda yaşadığım şehir dışında bir şehir yoktu, dağlar da ardındakileri kapatıyordu. Küçücük aklımla düşündüm; "Evren buydu, bundan daha büyük olamazdı. Yaşadığım şehir dağlarla çevrili ve dağların ardında deeev bir okyanus vardı."
Beş yaşındaki bir çocuğun evreninin bu kadar küçük olması pekâlâ normal karşılanabilirdi, özellikle bilgiye kitaplar yerine sadece aklıyla ulaşmaya çalışıyorsa.
O dağlar benim için aşılamazdı, dağların ardındaki okyanusu merak ediyordum aslında. Bir sabah uyandım ve ailem başka şehire gideceğimizi söyledi. Araba ile yola çıktık, dağları dolanarak dağların ardına geçmiştik. Gördüğüm şey dağların ardında okyanusun olmayışıydı, bir şehir ve kara parçası vardı. Bu ne anlama geliyordu?
Meğersem evren sandığımdan daha büyükmüş. Şimdi evren, Ankara ve Karabük isimli iki şehirden oluşan devasa bir yerdi benim için. Fakat daha büyük olabilir miydi? Artık elimde "internet" denilen bir güç vardı. Minik araştırmalar sonucu bir Dünya haritasına rastladım. Algım baştan aşağı değişti. Benim yaşadığım yer; Asya kıtasında, Türkiye adlı ülkede, Karabük adlı ilde bir yermiş meğersem.
Yaşadığım ülke gibi 192 ülke daha varmış. Evrenim düz bir Dünya ve bu Dünya'nın üstünde 193 ülke oldu. Şimdi düşünüyorum da, evrenim ne kadar küçükmüş! Dünya'nın düz olduğu kanısına varma sebebim ülkelerin bir küre üzerinde değil de düz bir harita üzerinde gösterilmesiydi ve camdan dışarı baktığımda Dünya'nın küresel olduğunu kavrayamamdı. Nihayet ortaokula geçtiğimde Dünya'nın küre olduğunu, gökyüzünde ara sıra gördüğüm ve hep farklı bir yerde gördüğüm Ay'ın ve her gün doğup batan Güneş'in aslında birer görüntülerden ibaret olmadıkları, fiziksel olarak bir karşılıkları olduklarını öğrendim. Şimdi evrenim daha da büyüdü; koca bir Dünya, Dünya'dan biraz daha küçük bir Ay ve Dünya'dan biraz büyük bir Güneş.
Altınca sınıfa geçtiğimde gezegenlerin varlığından haberim oldu fakat bu beni şaşırtmadı, kızmayınız bana bu oldukça normal, çünkü gezegenlerin varlığını öngörmüştüm. Dünya gibi başka gezegenler neden olmasındı? Evrenim sadece Güneş'ten, sekiz gezegenden ve bir cüce gezegen olan Plüton'dan oluşan bir sisteme dönüşüverdi. Fakat evren bu muydu? Evren bundan mı ibaretti? Bir ateş topu ve üzerine ayak basılabilecek 6, ayak basılamayacak 4 gök cismi.
Yine internette dolaşırken, bir videoya denk geldim. Evrendeki gök cisimlerinin boyutlarını karşılaştan bir videoydu. İzlemeye başladım, Güneş'e gelene kadar, çoğu bildiğim gök cisimleriydi. Fakat Güneş'ten sonrası benim için son derece şaşırtıcı oldu. Güneş'e benzeyen başka alev topları da vardı, bu alev toplarının boyutu gitgide büyüyordu. Bunların yıldız denilen ve gece gökyüzünde görülen o noktalar olduklarını öğrendim. Dünya, Güneş'in yanında bir nokta kadar küçüktü, video ilerledikçe Güneş de nokta kadar küçüldü. Evrenim daha da genişledi, evren sandığımdan çok daha genişti...
Evrenin sandığımdan çok çok daha büyük olduğunu öğrenmem iki bin yirmi bir yılında yaşandı, yaz ayında. Bu aylarda arkadaşım ile dışarı çıkardık fakat özellikle gece vakti dışarı çıkardık. Yaz aylarının birinde yıldızların konumunu gösteren bir uygulama keşfetmiştim, bu uygulamada vakit geçirir, gökteki yıldızları izliyormuş gibi yapardım. Gökte bir sürü yıldız gözüküyordu uygulamada, burada ise ışık kirliliğinden bir tane görmek bile çok güçtü. Yine de bir gece vakti arkadaşım ile sohbet ederken kafamı yukarıya diker, bir iki yıldız görme umuduna kapılırdım. Bir gece gökyüzüne bakarken diğer yıldızlardan farklı bir şey gördüm, diğer yıldızlar gibi turuncu veya beyaz değil kırmızıya çok yakındı. Uygulamanın yardımıyla anladım ki o gezegen Mars'tı, yıldız değildi.
Artık gece her dışarı çıkışımda yıldızları ve gezegenleri aramaya başladı gözüm. Işık kirliliğinden çok fazla bir şey göremesem de sokak lambalarından saçılan ışığı elimle kapatmak gibi bir yöntem buldum, bu yöntem ile başımı tam yukarı kaldırdığımda Aslan Takımyıldızı'nın büyük bir kısmını gördüm, o kadar büyüleyiciydi ki boynum ağrıyana kadar baktım.
Sonbahar ayında bir video daha keşfetmiştim, videoda patlamak üzere olan bir yıldızdan söz ediliyordu, Betelguese gibi garip bir ismi de vardı bu yıldızın. Anlatılanlar beni oldukça büyülemişti, anlatılanlara göre Betelguese patlayacak ve bu patlama gökyüzünde Dolunay kadar parlak gözükecekti, çok heyecanlanmıştım! Kış ayına doğru bu yıldızı gözlemlemeye başladım, Betelguese'un yeri bende ayrıdır. Betelguese hiç patlamadı ama oldukça fazla gözlem yaptım ve bu gözlemler beni Kozmos'a daha da bağladı.
Sekizinci sınıfa başlarken sonunda bir astronomi kitabı edindim. Büyük bir zevk ile okuyarak bir sürü şey öğrendim, evren algım baştan sona değişmişti. Bana bir teleskop lazımdı, ailemden devamlı teleskop istedim ve bunun meyvesini beş ay sonra alabildim. Teleskop edinmeden önce çıplak göz ile gözlem yapmaya çalışır, gök cisimlerini arardım. Gözüm kimi zaman Mars'a, kimi zaman Jüpiter'e, kimi zaman da Satürn'e ilişirdi. En sonunda bir teleskop edinmiştim, teleskopu kullanması başta biraz zor gelse de o büyüleyici Ay manzarasına bakabilmiştim, heyecandan ağzımın titrediğini çok net hatırlıyorum. Her gece çıkıp gözlem yapmaya başladım, teleskop biraz dandikti ama kullanmaya alıştım. Gökyüzü ne kadar güzeldi, baktığım o yıldızlar kocamandı ve öğrendiğim bilgilere göre bazılarının çevrelerinde dönen gezegenlerde hayat olabilirdi. En çok da bunu bilmek beni büyülüyordu işte.
Araştırmalarım meyvesini verdi, Kozmos'u kavramıştım. Evren, sadece Karabük'ten ibaretken Karabük'ün son derece önemsiz, aciz ve küçük olduğu bir mekana dönüşmüştü.
Hepimizin evreni tanıma konusunda farklı düşünceleri olmuştur sanırım, belki aynı düşünce yolunu takip ettik ama farklı sonuçlara vardık. Yanlış düşüncelerle yola çıkmış olabiliriz fakat hepimiz, deney ve gözlem sonuçlarının birleştirilmesiyle oluşan bir metodda buluştuk. Bilgiye ulaşma yolunda en etkili yoldur bilim ve bu yüzden hepimiz ortak noktada buluştuk. Yarın, bilim sayesinde Kozmos'u bugünden daha iyi anlayacağız.
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 04/05/2024 06:59:01 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/16421
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.