Bizi de Kapsayan "Homo" Cinsi, En Az 2.8 Milyon Yıldır Hayatta!
Bu haber 9 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Bizler, Homo sapiens isimli türe ait canlılarız. Bir çeşit kuyuksuz maymunuz, maymunuz, memeliyiz, omurgalıyız, hayvanız ve canlıyız (taksonomik olarak bunları detaylandırmak da mümkün). Yakın tarihimizi tarih bilimi, orta tarihimizi arkeoloji, uzak tarihimizi ise evrimsel biyoji sayesinde aydınlatıyoruz. Bu yolda 3 bilime de paleontoloji ve genetik gibi bilimler sürekli olarak yardım ediyor. Bu araştırmalar sayesinde, türümüzün Homo cinsine ait olduğunu biliyoruz.
Homo, Latincede "insan" veya "adam" demek. Homo sapiens olarak türümüz, ortalama 300.000 yıllık kısacık, evrim tarihi açısından "göz açıp kapayıncaya kadar" diyebileceğimiz bir tarihe sahip. İçerisinde barındırdığı yaklaşık 14 farklı insan türüyle (evet, bizler tek insan türü değiliz, sadece hayatta olan tek insan türüyüz) Homo cinsinin tarihini ise fosiller ve genetik sayesinde kabaca 2-2.3 milyon yıl öncesine kadar takip etmemiz mümkündü. Şimdiyse Science dergisinde yayımlanan makalede tanımlanan ve analiz edilen yeni bir fosil, bu tarihi 400.000 yıl kadar daha geriye, 2.8 milyon yıl civarına çekiyor.
Bulunan çene kemiği, evrim tarihinin ilk Homo bireyleriyle ilgili tam da öngördüğü gibi, ne tam olarak Homo kemiklerine, ne de cinsimizin atası olan Australopithecus kemiklerine benziyor. İkisinin tam arasında özelliklere sahip. Yani bu araştırmayla, evrimsel biyolojinin öngörüleri bir kez daha tam olarak doğrulanmış oldu. Texas A&M Üniversitesi'nden olan ve araştırmada yer almayan biyolojik antropolog Darryl de Ruiter şöyle söylüyor:
Bu yeni fosilin insan evrimiyle ilgili oldukça az anlaşılan bir dönemden olması gerçekten harika. Homo cinsinin ortaya çıktığı zamanları gösteren, ciddi anlamda güvenilir olan ilk fosillere 2 milyon yıl kadar öncesinde rastlıyoruz. Bu tarihten öncesine ait Homo fosilleri yok denecek kadar azdır. Dolayısıyla bu yeni çene kemiği, koleksiyona yeni bir eklenti.
Cinsimizin Doğu Afrika'da, daha maymunsu bir ata olan Australopithecus cinsinden (çok büyük ihtimalle Australopithecus afarensis türünden) evrimleştiği düşünülüyor. Bu atamız, 3 milyon yıl kadar önce yaşadı. Yani şempanzelerle olan ortak atamızdan yaklaşık 3 milyon yıl kadar sonra, tam arada bir yerlerde... Fakat bundan hemen sonra, ilk Homo türü olarak bilinen Homo habilis'e ait 2 milyon yıl öncesine tarihlenen fosillerle, 3 milyon yıl önceki bu daha ilkin atalarımız arasında neredeyse hiçbir fosil bulunmuyordu. Bu yeni keşfedilen fosilse, tam araya denk geliyor. Bir diğer deyişle, Nevada Üniversitesi'nden antropolog Brian Villmoare'un sözleriyle, "yeni çene kemiği sayesinde fosil kaydındaki büyük bir boşluk doldurulmuş oluyor". Çünkü bundan önce, 3-2 milyon yıl öncesi arasına tarihlenen bir dizi dişten başka hiçbir fosil yoktu.
Bu boşluğu doldurmak isteyen araştırmacılar, Etiyopya'nın Afar bölgesindeki Awash Vadisi'nde kazılara başladılar. Çünkü Arizona Eyalet Üniversitesi'nden jeolog Ramon Arrowsmith, bu bölgede 2.84-2.58 milyon yıl öncesine ait kayaçlar olduğunu daha önceden göstermiş ve doğrulamıştı. Bu tespit de, yine Science dergisinde yayımlandı. Eş yazarlardan William Bill Kimbel şöyle söylüyor:
Bulduğumuz çene ve diş fosilleri A. afarensis türüne benzer boyutlardaydı. Ancak onların molar dişlerine göre biraz daha çelimsizdi ve daha modern, daha az maymun benzeri köpek dişleri bulunuyordu. Çeneyi görür görmez, bunun Lucy (A. afarensis) benzeri bir türe ait olmadığını anladık. Gerçekten de bulgumuz, Homo cinsine ait bir kemikti.
Case Western Reserve University'den anatomist Scott Simpson da bulguları doğruluyor. Bulunan diş yapısı, evrimimizde en kritik dönemeçlerden biri olan meyve ağırlıklı diyetten, et ağırlıklı diyete geçişte dişlerimizin değişiminin yapısına tam olarak uyuyor.
Böylelikle, bu yeni bulgu sayesinde cinsimiz birazcık daha yaşlanmış oldu. Ancak daha önemlisi, Evrim Ağacı'nın dallarından bir tanesindeki boşluklardan birisi, evrimsel biyologlar, paleontologlar, antropologlar ve anatomistlerin özverili çabaları sayesinde doldurulmuş oldu. Bu araştırma sonrasında gelecek heyecan verici diğer bulguları da merakla bekliyoruz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 10
- 7
- 6
- 4
- 2
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Türev İçerik Kaynağı: The Scientist | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 16:39:04 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3342
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.