Tüm filozofların ortak bir yanılgısı vardır, şimdiki zamanın insanını çıkış noktası olarak alırlar ve hedefe de bu insanın analizi yoluyla varacaklarını düşünürler. Filozofun insan hakkında söylediği her şey, aslında, çok sınırlı bir zaman diliminin insanı hakkında bir tanıklıktan öteye gitmez. Tarihsel anlam, duyu eksikliği, tüm filozofların ırsi kusurudur. Hatta bazı filozoflar insanın belirli dinlerin, belirli siyasal olayların etkisiyle oluşmuş olan en yeni biçimlenişini, çıkış noktası olarak kabul ederler birdenbire. İnsanın bir oluşum ürünü olduğunu, bilme yetisinin de bir oluşum ürünü olduğunu öğrenmek istemezler. Her şey oluşum ürünüdür oysa; bengi gerçekler yoktur: tıpkı mutlak hakikatlerin olmayışı gibi.