Kendi mağduriyetinin içine kapanmadan, hasımlarının dahi 'iyi'leşme ve vicdanen sağalma ihtimalini 'tahrik ederek', geleceği kurmaya bakan bir dil ve tavrı benimsemişti Hrant Dink. Herkesle konuşmaya açık, mutedil ve nazik tavrı, sadece meselesinin ağırlığının gerektirdiği temkinden değil, bu radikal iddiasından geliyordu. O, esinini lisedeki bir öğretmeninden aldığı dingin mücadele ilkesiyle, hakikat anlatıcısı olmanın getirdiği haklılığın ve meşruiyetin peşinatına güvenmeyerek, gerçekten herkese anlatmanın bir yolunu bulma sebatını taşıyordu.