Tabi ki…Hem de çok daha eski…
Zira ahlak kavramının kelime kökeni itibarı ile doğuşu, bu kavrama sonradan inanç temelli ayrıca bir anlam yükleyen dinin doğuşundan asırlar evveline dayanır.
Ahlak; kelime kökeni itibarı ile hulk (doğuş) kelimesinden türetilmiş ve doğuşlar, doğuşa, doğasına uygunluk anlamına gelen Arapça bir kelimedir.
Dolayısı ile ahlak; dini bir terim olmanın ötesinde sosyo-biyolojik bir terimdir ve insanı doğasına uygunluk itibarı ile tartar.
Bu çerçevede de gerek tür olarak insana gerekse genetik temelde evveline yönelik her tür davranışı bu varoluşsal temelde ele alır.
Devamında da gerek biyolojik gerekse sonrasında ve bunun üzerine inşa edilen kültürel evrimine dayanarak insanı bu ikili ölçü üzerinden ahlaklı veya ahlaksız olarak değerlendirir.
Ve yine dolayısı ile gerek genetik temelde ve evrimsel biyoloji açısından hayatta kalmaya ve neslin devamına, gerekse kültürel evrim temelli ve zorunluluğun kavranması üzerinden zorunlu ortaklaşmaya, dayanışmaya, iyiyi, doğruyu ve güzeli inşaya dayanır. Bu dayanakları da ahlaklı olmanın, yani doğasına uygunluğun temel ölçütü olarak ikame eder.
Zira dikkat ederseniz, bugün itibarı ile dinlerin hemen hemen tamamının ahlakı tanımlarken kullandığı kavramların ve koyduğu ölçütlerin tamamı, zaten daha önce de var olan ve mecbur olduğumuz ortaklaşa yaşamın devamının teminatı olan kavramlar ve ölçütler ve vesilesi ile de direktifler olduğunu görürüsünüz: Hile yapmayacaksın, bencil olmayacaksın, hırsızlık yapmayacaksın, yalan söylemeyeceksin, iftira atmayacaksın, başkasının malına-emeğine konmayacaksın, arsızlaşmayacaksın, bana ne demeyeceksin, ispiyonlamayacaksın, ihanet etmeyeceksin ve nicesi…
Bir de bunun üstüne sınıflı toplumlarla birlikte açığa çıkıp sömürüyü süreklileştirme amacı ile özel mülkiyeti kutsayan, insanları sınıflara ayrıştıran, kadını ötekileştirip mülkleştiren, şükretmeyi öğütleyen, tutumlu olmayı salık veren ve esasında siyasi bir mecra üzerinden ve sonradan dini kılıf adı altında ahlaka eklemlenenler de var tabi: Bana dokunmayan yılan bin yaşasın, terzi kendi söküğünü dikemez, her koyun kendi bacağından asılır, nazar etme ne olur çalış senin de olur vb. atasözleri ile de pekiştirilen ve esasında doğamıza uygun olmayan türünden… Fakat emin olun ki halkta sözde var fakat özde bir karşılığı yok…
Sevgiyle…