Aslında bakım ürünlerindeki “kıvırcık saç için”, “yüz kremi”, “göz çevresi kremi” veya “saç dökülmesine karşı” gibi ifadelerin ne kadar gerçek olduğu, tamamen o kategorinin arkasındaki bilime bakınca netleşiyor. Bazıları gerçekten bilimsel temele dayanıyor, bazıları ise daha çok pazarlama havasında. Mesela “kıvırcık saç için” yazan ürünler çoğu zaman boş bir iddia değil. Çünkü saç bilimiyle ilgili çalışmalar kıvırcık saçın yapısının düz saçtan belirgin şekilde farklı olduğunu gösteriyor: daha poröz, daha kuru ve kırılmaya daha yatkın (Robinson, 2010). Bu yüzden kıvırcık saç ürünlerinde daha yoğun nemlendirici maddeler, yağlar ve daha yumuşak temizleyiciler kullanılması tamamen mantıklı. Hatta kıvrımı koruyan bazı polimerlerin gerçekten işe yaradığına dair kozmetik bilim literatüründe çalışmalar var (Esposito et al., 2021). Yani burada etiket çoğu zaman gerçek bir formül farkını yansıtıyor; tabii ki her marka gerçekten bu farkı yapıyor mu, orası ayrı bir konu
Yüz kremi ve vücut kremi arasındaki fark ise tamamen bilimsel. Yüz derisi vücuda göre çok daha ince, daha hassas ve iritasyona açık (Loden & Maibach, 2000). Bu yüzden yüz kremleri daha hafif formüllere sahip, parfüm oranı düşük ve komedojenik olmayan bileşenler kullanılıyor. Vücut kremleri ise daha yoğun, daha yağlı ve daha az “ince işçilik” gerektiriyor. Dermatoloji kaynakları zaten vücut kremlerinin yüze sürülmesinin akne ve irritasyon riskini artırabileceğini söylüyor (Draelos, 2012). Yani bu ayrım tamamen pazarlama değil, gerçekten cilt anatomisine uygun.
Göz çevresi kremi kısmı biraz gri alan. Göz çevresi cildi gerçekten daha ince ve daha kırılgan; bunu gösteren çalışmalar var (Wang et al., 2018). Bu yüzden burada kullanılan içeriklerin daha az tahriş edici olması önemli. Kafein gibi şişlik azaltıcı maddeler veya belirli peptitler göz çevresi için daha uygun olabilir. Ama işin pazarlama tarafı şu: piyasada satılan birçok göz kremi, aslında sıradan bir nemlendiriciden neredeyse farksız formülde oluyor — sadece daha küçük ambalaj ve daha büyük fiyat etiketiyle. Dermatolog Draelos’un çalışması da göz kremlerinin etkinliğinin büyük kısmının içerikten çok tahriş etmeden nemlendirmeye bağlı olduğunu gösteriyor. Yani bu kategori biraz gerçek, biraz pazarlama karışımı.
Gelelim “saç dökülmesine karşı” ürünlere… Burada işin bilimi çok net: kozmetik şampuanlar veya kremler saç köküne etki edecek kadar derine nüfuz etmiyor. Üstelik ürün saçta sadece birkaç dakika kalıyor. Bilimsel olarak saç dökülmesini gerçekten azaltabilen tek topikal bileşenler minoksidil gibi ilaç kategorisinde olan maddeler (Sinclair, 2015). Kafein gibi içeriklerin laboratuvar ortamında hücre düzeyinde bazı olumlu etkileri var (Fischer et al., 2007), ama gerçek hayatta sonuçları oldukça sınırlı. “Dökülme karşıtı” olarak satılan çoğu ürün aslında saçı daha kalınlaştırıp daha hacimli gösteren film oluşturan maddeler içeriyor. yani dökülmeyi durdurmuyor, sadece görüntüyü iyileştiriyor.
Kısacası, bu tarz etiketlerin bazıları gerçekten bilimsel karşılık buluyor (mesela “kıvırcık saç için” veya “yüz kremi”), bazıları ise bilimsel bir zemine otursa bile pazarlama tarafı daha baskın olabiliyor (örneğin “göz çevresi kremi”). “Saç dökülmesine karşı” ürünlerde ise pazarlama bilimin önüne geçiyor. Bu yüzden en doğrusu, etiketlere değil içerik listesine, özellikle de aktif maddelerin konumuna ve ürünün gerçekten cilt ya da saç anatomisine uygun olup olmadığına bakmak
[1]
[2]
Kaynaklar
- Draelos, Z. D.. (2012). Cosmetic Dermatology: Products And Procedures.
- Loden, M., & Maibach, H.. (2000). Dry Skin And Moisturizers: Chemistry And Function.