Bu soruya kesin bir cevap vermek şu an için imkânsız, çünkü elimizde doğruluğu kanıtlanmış hiçbir veri yok. Ama bilimsel düşünce, sadece olanı değil, olabilecekleri de değerlendirir. O yüzden hem gözlemlere hem de teorik olasılıklara dayalı bazı mantıklı senaryolar var.
Evrenin büyüklüğü göz önüne alındığında — trilyonlarca galaksi, her birinde milyarlarca yıldız ve o yıldızların çevresinde dönüp duran milyarlarca gezegen — yaşamın yalnızca Dünya'da ortaya çıkmış olma ihtimali oldukça düşüktür. Bu nedenle 'dünya dışı varlık' dediğimiz şeyin, gerçekten başka bir gezegende evrimleşmiş, bizden tamamen farklı biyolojik, teknolojik ve zihinsel yapılara sahip bir tür olması mümkündür. Bu senaryo, astrobiyolojide yaygın olarak kabul gören Fermi Paradoksu ve Drake Denklemi gibi teorik çerçevelerle destekleniyor.
Ancak başka bir bakış açısı da var: Bu varlıkların 'dışarıdan' değil, aslında 'bizden' olması. İnsanlığın binlerce yıl sonraki evrimleşmiş hali olmaları ihtimali. Bilim insanları, insan beyninin, bedeninin ve bilincinin zamanla değişeceğini, teknolojiyle bütünleşeceğini, hatta belki de biyolojik sınırlarını aşarak post-human (insan sonrası) bir forma ulaşabileceğini öngörüyorlar. Bu değişim sonucunda oluşacak varlıklar, bugünkü insanla neredeyse hiçbir ortak yanı kalmamış bir formda olabilirler. Ve eğer zaman yolculuğu teorik olarak bir gün mümkün olursa — ki Genel Görelilik Kuramı bazı koşullar altında bunu dışlamıyor — geçmişe geri dönüp kendi geçmişini gözlemleyen, ama müdahale etmeyen gelişmiş insan türleriyle karşı karşıya olabiliriz.
Peki neden doğrudan temas kurmuyorlar? Burada birkaç olasılık devreye giriyor. Belki de zamanın akışına müdahale etmeleri yasak. Ya da bizimle aynı fiziksel düzlemde değiller — daha yüksek bir boyutta ya da sadece enerji formunda var olabiliyorlar. Belki de etkileşim kurdukları şey, bir tür holografik yansıma ya da çok ileri bir projeksiyon teknolojisidir. Bu da neden bazen belirsiz, maddesel olmayan şekillerde göründüklerini açıklayabilir.
Sonuç olarak, bu varlıkların gerçekten başka bir dünyadan mı geldiği, yoksa bizim gelecekteki yansımamız mı olduğu bilinmiyor. Ancak günümüz bilimi her iki ihtimali de tamamen reddetmiyor. Ve belki de en doğru yaklaşım şu: Şu anda ne olduklarını kesin olarak bilmesek bile, ne olabileceklerini açık fikirle düşünmek ve anlamaya çalışmak en insani tepkidir.