Muhafazakar: Sihir Bu Kelimede!
Bilim; inanç çemberinin dışına çıkabilen külliyattır.
Dinler de inanç temeli üzerine inşa edilir ve bu nedenle de dinler, evet bilim için her daim frendir.
İnsanlık tarihinin her coğrafya ve aşamasında bu somut olarak sabittir. Halen de dinin inanç temelli normlarının temel toplumsal norm yerine ikame edildiği her toplumda bunu görebiliriz.
Bilimi inşa etmek ile bilimin meyvesinden istifade etmek aynı değildir.
Bugün en katı din ve inanışlar bile bilimin her tür meyvesini yer ve yiyor: Aşılardan teknolojik aletlere, hava tahmininden kullanılan değişim aracı paraya kadar.
Bugün bunu izah edebilmek için kullanılan çok güzel bir kavram vardır: Muhafazakar, yani var olanı koruyan, muhafaza eden.
Bilim insanı, ilerici, devrimci her eskiyeni eler, hep arayıştadır. Aradığını bulduğu an hayata yedirmeye ve toplumun hizmetine sunmaya çabalar. Muhafazakar eskide ısrar eder ve ona sımsıkı sarılır.
Gözünü sevdiğim evrim burada da şakasını yapar ve eskiyeni de eskide direteni de elerim deyince, muhafazakar bu sefer yeni olana sımsıkı sarılır. Fakat bilim, ilerici ve devrimci artık yeni bir duraktadır ve kendi inşa ettiği eski olanı yine ve yeniden yeni ile değişime zorlar. Sonra aynı döngü: Reddediş, diretme, evrimin şamarı ve sahiplenme. Sonra yine ve yeniden
Ve evet, son söz olarak da yineleyebilirim ki; İnanma temelli inanç ile bilme temelli bilim uzlaşamaz. Uzlaşmış uzlaşabilir gibi bir görüntü ancak yukarıdaki muhafazakar anlatısındaki çeper ile sınırlıdır. Sevgiyle...
Kaynaklar
- Server Tanilli. (1984). Yüzyılların Gerçeği Ve Mirası (4 Cilt). Yayınevi: Say Yayınları. sf: 2569.