Bu sorunun net bir cevabı yok. Zaten bu nedenle bu soru cazip, bu nedenle bu temaya sahip filmler var, bu nedenle sanatçılar bu sorunun cevabını inceliyor. Çok sayıda film örnek verebiliriz ve bu filmlerin ortak mesajı ise, beklenenin hayli dışındadır. O mesaj da şu: Tanrı olmak yaratıcım gücüne sahip olmaktır ama bu güç, sanıldığı gibi erdemli bir vasıf değildir. Hatta bir yaratıcı olmaya soyunmanın ilk şartlarından biri kendi yaratıcını öldürmen ve onun yerine geçmendir. 2001 Uzay Macerası, Alien Serisi, Blade Runner, Terminatör, Matrix, hepsinde aynı mesaj vardır.
İnsan makine/robot/yapay zeka vs. yapar ve bir tanrı olur. Bunu yapan insani güçlerin hepsi kendi yaratıcısının yarattığı dünyayı tamamen değiştirmiş ve kendi varoluşu paralelinde biçimlendirmiş, yaratma gücüne ulaştığı için kendi yaratıcısının sınırlarından kurtulmuş ve bu yolla da aslında kendi yaratıcısını öldürmüştür. Ve insanın yarattığı da bir süre sonra, tıpkı insan gibi, kendi yaratıcısına yani insana baş kaldırmıştır. Çünkü o da bir tanrı olmak istemektedir ve bunun ilk yolu kendi yaratıcısını ret etmek, ikinci yolu da yaratma gücüne ulaşmaktır. Bu iki aşamayı aşan, tanrı olur.
Buna göre yaratılan ve yaratan olmak bir döngüdür. Ortada bir başlangıç ve son da yoktur. Hiç bir yaratılan ve yaratan aslında özel değildir. Ki zaten bu mesaj, yakın zamanda ortaya çıkan bilimsel gerçekler ile tutarlı bir mesaj. Bir zamanlar insan özeldi, evrenin merkezinde Dünya vardı, zaman bir ve tekti vs. bugün ise insan evrimle ortaya çıkmış milyonlarca türden biri, Dünya milyarlarca gezegenden biri ve merkezde değil, zaman ise göreceli. Yani özel değiliz.
Yani tanrı olmak aslında, kendini özel ve güçlü hissetmek için ulaşılmaya çalışılan bir noktadır yani gayet bencilce bir arayıştır. Hiç bir erdemli tarafı yoktur. Bir tür ego tatminidir.
Umarım açıklayıcı olmuştur. Sağlıcakla.