Pascal'ın kumarı, bilmediğiniz bir Tanrı veya din modelinde sizin lehinize çalışmaz. Burada anlattığım gibi "Ya varsa" dediğiniz andan itibaren "var olan şeyin, hangi davranış konusunda neler yapabileceğine yönelik" olasılıklar sonsuzdur ve sonsuz olasılık da sizin pek işinize yaramaz.
Bu yüzden bu argümana başvuranların sonsuz olasılıklar yığınından bazı olasılıkların daha olası ya da gerçek olduğuna inanmak zorunda olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin Pascal'ın kumarını yöneltecekleri inancı seçmek için bazı inanç olasılıklarının diğerlerinden daha olası olduğuna inanmaları gerekir. Her şey bununla da bitmiyor. Doğru olan inanç her ne olursa olsun Tanrı'nın Pascal'ın kumarını, buna yönelik bir inancı ya da inanmama davranışını hoş görmesi gerekiyor.
Pascal'ın kumarının gerçekten kişinin lehine çalışması için, içerisinde birçok duruma yönelik birçok "varsayım" yani inanç bulunması gerekiyor. Yine de tam olarak "o dine inandıklarını" da söyleyemeyiz. Çünkü gerçekten inansalar, inançları ile kumar oynama gereği duymazlardı. Pascal'ın kumarına başvuranlar daha o dinden çok Pascal'ın kumarı içindeki "varsayımlara" inanıyor.
Daha kaba tabiri ile, "Şöyle davranırsam belki paçayı yırtarım, Tanrı ya da her ne varsa belki bu davranışımı hoş görür." durumuna inanıyorlar.