Gerçek Kahraman James Harrison: Kanı Sayesinde 2 Milyondan Fazla İnsanın Hayatını Kurtardı!
Avusturalyalı James Harrison, sıradışı bir kan karışımına sahip olmasından ötürü "altın kollu adam" olarak anılıyor. Harrison'ın kanında Rho(D) İmmün-globülin adı verilen bir antikor bulunuyor. Bu antikor, Rhesus hastalığı denen ve hamile annelerin kanındaki antikorların rahimdeki yavrunun kan hücrelerini parçalaması olarak bilinen hastalığın tedavisinde kullanılıyor.
James Harrison eğer ki 1949 yılında 13 yaşındayken ciddi bir göğüs ameliyatı geçirmek zorunda kalmasaydı, belki de kanındaki bu önemli unsurdan asla haberdar olmayacaktı. Bu ameliyat yaklaşık 13 litre kan transferi gerektiriyordu. Hastanede iyileşmek için geçirdiği 3 ay boyunca kendisine kan verenlere minnet duydu ve yasal yaş olan 18 yaşına eriştiği andan itibaren o da kan bağışında bulunmaya karar verdi. Böylece kendisinin kullandığın kanı bağışlayan yabancıların iyiliğini geri ödeyebilecekti.
1954 yılında Harrison 18 yaşına girdi ve kan vermeye başladı ve kısa sürede kanında çok nadir ve çok değerli, Rhesus hastalığına faydalı olması bakımından yaşam kurtarabilecek bir antikorun olduğu fark edildi.
O zamanlarda Rhesus hastalığı her yıl on binlerce bebeği öldürüyordu (sadece ABD'de bile yılda 10.000 çocuğu öldürüyordu). Öldürmediklerinin de ciddi doğum sorunlarına sahip olmasına neden oluyordu. Birçok insanın (insanların yaklaşık %85'inin) kanında Rh faktörü denen özel bir protein bulunur. Bu şekilde kana sahip olanlara Rh+ deniyor. Geri kalan insanlardaysa Rh proteini yoktur ve bu insanlara Rh- deniyor. Eğer okurlarımız arasında hamilelik geçirmiş olanlar varsa, Rh kan testini hatırlıyor olabilirler. Bu test, bebekle anne arasındaki uyumsuzluğu test eder ve tanımı şöyledir:
Eğer anne Rh- ise ve bebek de Rh+ ise, annenin vücudu çocuğun kanındaki Rh faktörü isimli yabancı maddeye tepki gösterecektir. Annenin vücudu bebeğin Rh+ kanına karşı antikor proteinler üretecektir. Rh uyumsuzluğu genellikle 2. ve daha sonraki hamileliklerde sorun yaratır. Çünkü Rh antikorları plasentayı geçerek bebeğin kırmızı kan hücrelerine hücum edebilir. Bu da, bebekte hemolitik anemiye neden olur.
Neyse ki eğer ki bu uyumsuzluk erken fark edilirse, doğum öncesi tedaviler mümkündür. Bu tedavilerde Rh imün-globülin kullanılır ve problemler başlamadan önüne geçilir. Bu yöntem, Rh+ kırmızı kan hücrelerine takılacak antikorların vücuda sunulmasıyla çalışır. Böylece annenin savunma sistemi bebeğin Rh faktörlerini hiç fark edemez ve yok etmeye çalışamaz.
Harrison'ın kanıyla ilgili keşif yapıldığında, detaylı testlerden ve deneylerden geçmeyi kabul etti. Böylece bugün Anti-D adı verilen aşı icat edilebildi. Harrison yardım etmeye çok istekli olsa da, testler sırasında başına bir şey gelmesin diye hastanede bazı önlemler de alındı. Harrison, 2010'da yapılan bir röportajda şöyle söylüyor:
Bana 1 milyon dolar değerinde sigorta yaptılar; böylece eşim Barbara'ya iyi bakılacağını biliyordum. Korkmuyordum. Yardım edebildiğime mutluydum.
Anti-D'nin üretiminde araştırmaların deneği olmayı kabul etmesi bir yana, Harrison inanılmaz miktarda plazma bağışında bulundu. 6 haftada 1 defa verilmesi tavsiye edilen tüm kanın aksine plazma 2-3 haftada 1 defa verilebilir. Bu sayede Harrison, 2011 senesine kadar 1000 defa plazma bağışında bulunabildi ve bu plazmaları 2-2.5 milyon insanın yaşamını kurtardı. Bu sayı içerisinde kendi kızı Tracey de, kendi oğlunu doğururken bu aşıyla aşılanabildi.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git- 52
- 24
- 20
- 16
- 10
- 10
- 3
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Gizmodo | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 19/12/2024 09:08:48 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/2510
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Gizmodo. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.