Amerikan teorik fizikçi ve dize kuramcısı Brian Greene, çoklu evrenlerin dokuz türünü tarif etti:
1. Enflasyon: Enflasyonist evren, enflasyon alanlarını daraltan ve yeni evrenleri oluşturan çeşitli cepler oluşturur.
Amerikan teorik fizikçi ve dize kuramcısı Brian Greene, çoklu evrenlerin dokuz türünü tarif etti:
1. Enflasyon: Enflasyonist evren, enflasyon alanlarını daraltan ve yeni evrenleri oluşturan çeşitli cepler oluşturur.
Bilge ben geldim what is it going in your side: wars? surprise!
Hoş geldiniz Salih Bey, sizi görmek güzel. 😊
Tiroit bezleri, vücudun enerji dengesini sağlayan çok önemli organlardır, fakat bu bezler kendi kendine çalışmaz. Onları yöneten asıl komut, beynin ortasında bulunan hipotalamus ve hipofiz bezi tarafından verilir. İlk olarak hipotalamus, hipofiz bezine sinyal gönderir. Bu sinyalle birlikte hipofiz bezi, TSH (Tiroit Uyarıcı Hormon) adlı bir hormon üretir. Bu hormon kana karışarak tiroit bezine ulaşır ve ona "Hormon üretmeye başla!" emrini verir. Böylece tiroit bezi, vücuda enerji veren T3 ve T4 hormonlarını üretmeye başlar. Bu sistem sayesinde vücudumuzun metabolizması, ısısı, kalp atışı ve hatta büyüme gibi hayati işlevleri düzgün çalışır. Kısacası, tiroit bezlerinin beyin tarafından yönetilmesini sağlayan merkez hipotalamus ve hipofiz bezidir. Bu düzenli iletişim sayesinde bedenimiz tam bir denge içinde çalışır.
Mariana Çukuru, dünyadaki bilinen en derin okyanus çukurudur ve Pasifik Okyanusu'nun batısında, Filipinler'in doğusunda yer alır. Bu çukur, yaklaşık 11.000 metre (yani 11 kilometre!) derinliğe ulaşır. Öyle ki, Everest Dağı bu çukura ters şekilde yerleştirilse bile, zirvesi su yüzeyine ulaşamaz. Mariana Çukuru’nun en derin noktası olan Challenger Deep, bugüne kadar sadece birkaç insan tarafından ziyaret edilebilmiştir. Bu derinlikte basınç öyle büyüktür ki, bir insan bu ortama özel bir denizaltı olmadan girerse hemen ezilir. Güneş ışığı buraya hiç ulaşamaz ve sıcaklık oldukça düşüktür. Buna rağmen bilim insanları burada yaşayan bazı garip ve karanlık ortama uyum sağlamış canlılar keşfetmiştir. Bunlar arasında şeffaf balıklar, dev deniz solucanları ve bakteriler bulunur. Mariana Çukuru, hâlâ tam olarak keşfedilememiştir ve derin deniz araştırmaları için büyük bir gizem ve merak konusudur. Dünya’nın ne kadar sır dolu olduğunu gösteren bu çukur, okyanusların uzay kadar keşfedilmeyi beklediğini hatırlatır.
Kara Delikler varsa neden beyaz delikler olmasın .
Beyaz delikler, evrende henüz kesin olarak gözlemlenememiş ama bilim insanlarının üzerinde düşündüğü çok gizemli uzay bölgeleridir. Tıpkı kara delikler gibi uzay-zamanı etkileyen bu yapılar, kara deliklerin tam tersidir. Kara delikler her şeyi içine çekerken, beyaz deliklerin her şeyi dışarı ittiği düşünülür. Yani bir şey ne kadar yaklaşırsa yaklaşırsın, içine çekilmez, aksine uzaklaştırılır. Bu yüzden bazı bilim insanları, beyaz delikleri "uzayın kusma noktası" gibi tanımlar. Bazı teorilere göre, kara deliğe giren bir şey başka bir yerde, başka bir zaman ya da başka bir evrende bir beyaz delikten dışarı çıkabilir. Hatta bazı bilim insanları, kara deliklerle beyaz deliklerin birbirine bağlı olduğunu ve bir tür "solucan deliği" oluşturduğunu öne sürer. Ancak şu ana kadar hiçbir beyaz delik gerçek hayatta gözlemlenmemiştir, yani bu kavram hâlâ bir teoridir. Yine de evrenin gizemlerini anlamak için yapılan bu çalışmalar, bize bilimin ne kadar heyecan verici olduğunu gösteriyor. Beyaz delikler, uzay hakkında ne kadar az şey bildiğimizi hatırlatan büyüleyici fikirlerden biridir.
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.