Yapay zekâ, iklim değişikliğiyle mücadelede şüphesiz güçlü bir araç, ancak bu araçları daha hassas ve etkili hale getirmek için bazı kritik adımlar gerekiyor. İlk olarak, modellerin daha fazla veriyle beslenmesi şart. Sensör teknolojilerindeki ilerlemeler sayesinde, atmosferik parametrelerden okyanus sıcaklıklarına, hatta buzulların hareketlerine kadar gerçek zamanlı ve yüksek çözünürlüklü veriler toplanabiliyor. Ancak, bu verilerin anlamlı sonuçlara dönüştürülmesi için daha sofistike algoritmalar geliştirilmesi gerekiyor. Örneğin, Google’ın DeepMind'ı tarafından geliştirilen yapay zekâ tabanlı “Nowcasting” sistemi, radar verilerini analiz ederek yalnızca birkaç saatlik kısa vadeli yağış tahminlerinde %89 doğruluk sağlıyor.
Bir diğer önemli yaklaşım, modellerin farklı disiplinlerden gelen verileri birleştirebilmesi. Örneğin, tarım, ekonomi ve sosyal bilimlerden elde edilen verilerin meteorolojik tahminlerle birleştirilmesi, aşırı hava olaylarının etkilerini önceden belirleyip, buna yönelik hazırlıklar yapılmasını sağlayabilir. Microsoft’un AI for Earth programı bu alanda çığır açıyor; tarım bölgelerindeki toprak nemini, bitki sağlığını ve yerel hava tahminlerini bir araya getirerek mahsul kaybını önlemek için çiftçilere özel önerilerde bulunuyor.
Elbette, bu sistemlerin daha hassas hale gelmesi için yalnızca verilerin değil, hesaplama gücünün de artması gerekiyor. NVIDIA gibi şirketler, iklim tahmini yapan modellerin hesaplama sürelerini kısaltmak için özel yapay zekâ işlemcileri geliştiriyor. Bu sayede, modeller, değişen hava koşullarına gerçek zamanlı olarak adapte olabiliyor. Ayrıca, bu tür yapılar, yerel etkilerden küresel eğilimlere kadar geniş bir yelpazede analizler yapabiliyor.
Spesifik bir örnek vermek gerekirse, Avrupa’daki Copernicus İklim Değişikliği Hizmeti (C3S), uydu verileri ve yapay zekâyı birleştirerek, sıcak hava dalgalarının etkilerini günler öncesinden tahmin etmekle kalmıyor, aynı zamanda bu dalgaların yaşlılar gibi hassas gruplar üzerindeki olası etkilerini de modelleyebiliyor. Bu tür tahminler, sağlık hizmetlerinin kapasitesini optimize etmek ve hayat kurtarıcı önlemler almak için kullanılıyor.
Son olarak, iklim modellerinin etkili hale gelmesi için daha fazla iş birliği gerekiyor. Üniversiteler, özel şirketler ve hükümetlerin ortak çalışmaları, veri paylaşımını artırarak bu sistemlerin daha kapsayıcı hale gelmesini sağlayabilir. Örneğin, Amazon Web Services (AWS) tarafından desteklenen “Climate Model Grid” projesi, dünya genelindeki araştırmacılara açık kaynaklı bir platform sunarak, iklim tahmini modellerinin geliştirilmesine katkı sağlıyor.
Yapay zekâ, yalnızca tahmin yapmanın ötesine geçip; altyapı yatırımlarını optimize etmekten, tarım verimliliğini artırmaya kadar pek çok alanda etkili çözümler sunabilir. Ancak bu sistemlerin, doğru verilerle ve disiplinler arası yaklaşımlarla sürekli beslenmesi şart. Doğayı anlamak ve ona uyum sağlamak için yapay zekâ destekli modeller, bir sonraki büyük adım olabilir.[1][2]