Tanrının varlığını kabul etmeyenler, evrendeki enerjiyi nasıl açıklıyor?

Evrendeki enerji nasıl oluştu sorusunun kesin bir cevabı yoktur. Farklı teoriler ve hipotezler bu soruya farklı açılardan yaklaşmaktadır. En yaygın kabul gören teori, evrenin Büyük Patlama adı verilen bir olayla başladığı ve bu olay sırasında evrenin mekanı, zamanı, maddesi ve enerjisi yaratıldığıdır. Bu teoriye göre evrendeki enerji, sıfır hacimli ve çok yüksek bir enerji potansiyeline sahip bir noktanın patlamasıyla oluştu. Bu noktanın nasıl oluştuğu, patlamadan önce ne olduğu veya evrenin neyin içinde genişlediği bilinmemektedir.

Neden Tanrıya inanmadığımı da anlatayım.

Bu soruya cevabım kişiseldir. Tamamen kendi düşüncemdir.

Bana kalırsa Tanrı kavramından bahsedemeyiz. Tanrı yok olmasına da gerek yok. Tanrıya duyulan ihtiyaç teknolojimiz geliştikçe azalacaktır. Tanrısız bir evren hayal etmenize gerek yok zaten şu an tanrısız bir evrenin içindeyiz. Gördüğüm ve duyduğum kadarıyla tanrıya inanan insanlar içinde bulunduğumuz evrenin bir ahenk içinde olduğunu, tanrının insanlara tebliğde bulunması için zaman zaman peygamberler gönderildiğine inanıyorlar. Bu tamamen yanlış evrende bir ahenk söz konusu değil ve olamaz. Evren tam bir kaos halinde. Nedense teistlerin iddia ettiği mucizeler ve doğaüstü varlıklar insanlığın kamerayı icat etmesinden sonra bir anda gözükmemeye başladı. Dinler insanların ilk zamanlarında ki yaşadıkları şeylerin bir izahını bulma çabası sonucunda oluşmuştur. Ve bugün o zamanlar sebebi bilinmeyen şeyleri çok iyi bir şekilde izah edebilecek bir silahımız var BİLİM! Bizler biranda yaratılmadık, evrimleştik. Ruh? Ruh diye bir kavramdan söz edemeyiz. Eskilerin ruh kavrama bugün bilinç diyoruz. Eeeeee Dünyaya gelişimizin bir amacı yok mu? Tanrıya itaat etmeyecek miyiz? İlk önce şunu söyleyebilirim ki dünyada olmamızın bir amacı olmadığına inanıyorum. Hangi tanrı yarattığı varlıkları bile bile cehenneme atar ki? Eğer atarsa o tanrı iyi midir? Bir çok insan (genellikle müslümanlar) insanların kaderinin daha insan dünyaya gelmeden yazıldığını ve bu yazanında tanrı(Allah) olduğunu ve her şeyi bildiğini iddia ediyor. Peki ya neden insanlar cehennem gidiyor? Sırf tanrıya inanmadıkları için mi? Bana kalırsa tanrı varsa o tanrı insanları ona inanıp inanmadığına göre yargılamamalı. Dünyaya olan katkılarına ve tanrıyı sorgulayıp sorgulamadığına göre yargılamalı.

Eğer din ile bilimin arasında kaldıysan kaynak bölümüne bıraktığım ve çok yararlı olduğunu düşündüğüm bir tartışmanın linkini bırakıyorum.

^[1]Sorunuzda bilimsel bir konuyu, tanrının varlığı ile ilişkilendirmiş durumdasınız. Öncelikle bunun ne anlama geldiğini size açıklamak gerekli.

Şöyle bir soru ile size cevap vereyim: Ben şu an, size, evrendeki enerjinin nereden geldiğini gösterecek olsam "haa, demek ki bu enerjinin kaynağı buymuş, demek ki tanrı yapmamış ve demek ki tanrı yokmuş" diyecek misiniz? Tanrının varlığını/yokluğunu size anlatan ve gösteren şey, evrendeki enerji mi gerçekten?

10 bin yıl önce insanlar, gök gürültüsünü, tanrının öfkesi olarak kabul ediyordu. Çünkü gök gürültüsünün sebebini, ortaya çıkış dinamiklerini bilmiyorlardı, bu nedenle tanrıya bağlıyorlardı. Sizin de evrenin enerjisini tanrıya bağlama sebebiniz, nereden geldiğini bilmiyor olmanız olabilir mi?

Şimdi ben size, sorunuzun cevabını vereceğim. Bakalım bu cevap sizi, ateist yapacak mı? Hadi deneyelim:

Sorunuzda "Evrendeki enerji" demişsiniz ya... Evrende bir enerji yok. Bu ne demek? Evrenin toplam enerjisi sıfır. Sizin "Evrenin enerjisi" dediğiniz enerji, hissedebildiğimiz görebildiğimiz, bilinen madde (yıldızlar, gezegenler vs.) ve karanlık maddenin toplamı. Ama evrende tam da bunlar kadar negatif enerji (karanlık enerji) var. İkisini topladığımızda çıkan sonuç sıfır yani. Bu anlamda evren, yoktan var olmadı. 0'dan (Sıfırdan) 1 (bir) olmadı. 0'dan (-1) ve (+1) oldu. Sanki ikiye bölündü gibi.

Bu da şu anlama geliyor: Evren, evrenin dışında var olan bir güç tarafından yaratılmadı. Evren kapalı bir yapı ve kendi içinde yeterli. Evrendeki tüm artı ve eksi yüklü maddeyi, bir kesrin pay ve paydasını sadeleştirir gibi sadeleştirsek elimizde kalan sayı sıfır. Zaten bu nedenle diyoruz ki evrenin ortaya çıkması için bir yaratıcıya gerek yok.

Evet, geldik finale... Siz şimdi ateist oldunuz mu? Sanmıyorum. E cevap geldi. Evrenin enerjisinin nereden geldiğini açıkladım size. Tamamen bilimsel ve gerçek bir şekilde. Bana inanmıyorsanız bu konu üzerine yazılmış sayısız kaynak, yapılmış çok sayıda deney var. Onlara göz atabilirsiniz. Evrendeki enerji, yine evrenin içinde var olan negatif enerjiden geliyor. Kaynak belli. Ne oldu şimdi?

Muhtemelen hiç bir şey. Çünkü muhtemelen "Evren eksi ve artı diye iki ye ayrıldıysa bunu kim yaptı?" diye soracaksınız. Ve bu soru da gayet haklı ve yerinde bir soru olur.

Ama konu yine, baştaki "gök gürültüsü" örneğine gelir. Her zaman bilmediğimiz, eksik kalan şeyler olacaktır. Ve illa tanrı, bizim bilmediğimiz şeyi yapan olacaktır. Bu süreçte size şunu hatırlatmak isterim: Evrenin başlangıcından bugüne yaşadığı yolculuğu, hayli ikna edici ve ufak tefek boşluklar olsa da eksiksiz biçimde biliyoruz ve açıklayabiliyoruz. Bu nedenle de eğer bir tanrı varsa gerçekten pek az şey yapmış bir tanrı olmalı. Çünkü söz konusu 13,8 milyar yıllık süreçte, olağanüstü, açıklanamaz, ilahi bir müdahale olduğuna dair hiç bir gösterge yok. Yani evet, tanrıya ihtiyaç yok. Bu gerçekleri göz önüne alırsak da tanrı fikri bir hipotezden ibaret oluyor.

Size önerim tanrı inancını, bilimsel gerçeklerle denk tutmamanız. Çünkü bu bağıntıda gördüğünüz gibi bilim güçlendikçe, öğrendiklerimiz arttıkça tanrı küçülüp önemsizleşiyor gibi görünüyor. İnanç başka bir şey. Siz istiyor ve hissediyor iseniz yine inanın elbette. Bu sizin maneviyatınız, duygularınız. Bunun üzerine yorum yapmak hiç birimizin haddi değil. Ama derseniz ki evrenin enerjisi tanrıdan geliyor, işte orada yorumlar, durumlar değişebilir.

Umarım açıklayıcı olabilmişimdir. Sağlıcakla...

Buna herhangi bir açıklama getirildiğini söyleyemeyiz. Eğer buna bir açıklama getirdiğini iddia eden varsa evrene aşkın bir durumu tanımladığı yanılgısı içindedir. Evreni bile biz evrenin içinde varolmuş varlıklar olarak ve evrene mahkum olarak tam tespit edemiyoruz. Mesela kuantum ölçüm paradoksu bunun eseri. Gözlem yapmak veya etkileşim kurmak gerçekliği değiştiriyor. Eee bu durumda evreni bile dedektörle tam olarak 'müdahalesiz' tespit edemezken evrene aşkın bir durumu nasıl tespit edeceğiz. Üstelik evrene aşkınlığın temel anlamı evrendeki hiç bir şeyle veya süreçle, maddeyle, enerjiyle ve zamanla veya bunlara bağlı tanımlanamama anlamını otomaktikman içinde taşır zaten. Bu anlamda olası bir Yaratıcının dedektörle tespit edilmesini beklemek zaten aşkınlık temasının özüne en baştan aykırıdır.

Ateistler enerjinin kaynağına bir açıklama aramıyor veya buna ihtiyaç duymuyor olabilirler. Mutlak bilgiye erişmemiz kuantum fiziğiyle ve belirsizlik ilkesiyle evren içinde bile imkansız hale gelmiş olarak görünmekte. Bu nedenle her halükarda yaşamımızı bilinmeyenlerin içinde kendi tercihlerimize göre inançlar geliştirerek sürdüreceğiz demektir. Buna bir yaratıcının olduğuna inanmak kadar olmadığına inanmak da dahildir. Çünkü mutlak bilgiden yoksunuz.