Gayet basit: Tarım... Tarımı keşfettik.
Avcı-toplayıcıydık. Besinimizi ya avlanarak ya da doğadaki bitkilerden toplayarak elde ediyorduk. Bu yaşam biçimi, geniş alanları tarama ve mevsime göre yer değiştirme zorunluluğunu doğuruyordu. Kaplumbağa gibi evinizi sırtımızdaydı ve bu nedenle de iklim şartlarına, doğal düşmanlara karşı daha zayıftık. Ayrıca bu kadar hareketli bir yaşam da çocuk doğurma ve büyütme açısından da sorunlu bir yaşam biçimi.
Bir gün geldi kendi besinimizi hem bitkisel hem hayvansal olarak yetiştirebileceğimizi fark ettik ve bu da öncekinin aksine yerleşik düzen demekti. Tarlayı ekip biçiyorsunuz ve hayvanınızı besliyorsunuz. Bunun için bir çiftlik, bir ev kuruyorsunuz. Bu ortamı dış düşmanlardan ve zorlu iklim şartlarından korunaklı hale getiriyorsunuz. Daha güvenli yaşıyorsunuz, çocuklarınızı daha rahat doğuruyor, daha rahat ve güven içinde büyütüyorsunuz. Buyurun, yerleşik hayat.