Sonra o kadar çoğalırlardı ki dünyada yer kalmazı. Aslında bu soru beni aydınlattı, ekolojik sistemin dengesine bir bakın sanki kendi aklı varmış gibi, canlı türleri hayatta kalmak için en iyi seçenek hangisiyse o yönde adaptasyon sağlıyorlar fakat bu olurken bir yandan da ekolojik sistemde kendi kendine doğal bir denge oluşmuş oluyor. Muazzam. Tabi avlanan hayvanlar için kesinlikle muazzam bir deneyim değil. Soruya cevap verdim şimdi alakasız bir şeyden bahsedesim geldi, bu bir tasarımsa bunu tasarlayan tasarımcı canlıların acılarını önemsememiş veya Haktan Akdoğan diye bir adam var, ciddiye almayabilirsiniz ben de çok takipçisi değilim ama onun sadece bir fikri ilginç, canlıların ruhu yok, acı çekiyormuş gibi davranan biyolojik robotlar Haktan Akdoğan'a göre ve hatta İnsanların dahi sadece bir kısmının ruhu var ve ancak onlar acıları gerçek olarak deneyimleyebiliyorlar, aradaki fark sanırım kişinin düşünsel derinliğine falan göre değişiyor, hayatı sorgulamayan, kendi bilincini sorgulamayan, sabit fikirli olan, sürekli aynı şeyleri yapmaktan sıkılmayan, matrix falan izleyip etkilenmemiş kişiler Haktan Akdoğan'a göre NPC dir.[1]
Kaynaklar
- Jan M. Nordbotten, Simon A. Levin, Eörs Szathmáry, and Nils C. Stenseth, et al. Ecological And Evolutionary Dynamics Of Interconnectedness And Modularity. Alındığı Tarih: 29 Mayıs 2025. Alındığı Yer: Pnas doi: 10.1073/pnas.1716078115. | Arşiv Bağlantısı