Dindeki ilk insan kavramı, evrim ile çelişmiyor mu?

Caner Taslaman'ın Evrim Teorisi Felsefe ve Tanrı isimli kitabında 266. sayfa da bu konu anlatılmaktadır. Caner Taslaman kitaplarını ücretsiz olarak yayınlıyor bu sebeple kaynağa ekleyeceğim. Söylediğim sayfanın başından itibaren detaylı okuyunuz. Ben sonuca ilişkin bir bölümü alıntı olarak buraya ekliyorum.

Caner Taslaman Yazmış: "Evrimi Tanrı’nın yaratma metodu olarak kabul eden tektanrılı dinlerin bağlıları, Âdem’i ve eşini “Homo sapiens sapiens” türünün içinde, sorumluluk sahibi olmaya yetecek şekilde konuşmayı ilk öğrenen, ilk sorumluluk sahibi olan canlılar olarak, yani “ilk insanlar” (ilk çift) olarak görebilirler. Ayrıca bu çiftin soyundan gelenlerin, bu çiftin geldiği kökenin insanlaşan diğer üyeleriyle çiftleştiği, böylece ensest ilişki olmadan, başlangıçtaki bu gruptan insanların ürediği düşünülebilir. Sorumlu olacak derecede dili öğrenen ilk grubun lideri veya vahye muhatap ilk kişisi olarak da Âdem’i düşünmek mümkündür"

266. sayfadan başlayan bölümün sonlarına doğru yer alan bu yazıda Caner Taslaman'ın öne sürdüğü savı bir kılıfa oturtabilmek, din ve Tanrının varlığı fikrini ayakta tutabilmek için gösterdiği yüksek performansa hayran kaldım doğrusu.

Eğer Caner Taslaman'ın öne sürdüğü ve hazırladığı zeminde ele alırsanız evrim teorisi, ilk insan kavramıyla çelişmez. Çünkü böyle işinize geldiği gibi son derece edebi bir ustalıkla konuları istediğiniz yöne esnetebilirsiniz.

Fakat Caner Taslaman'ın öne sürdükleri önde gelen başka din alimleri ve diyanet tarafından ne derece kabul görüyor. Bunu da göz önünde bulundurmak gerekir.

Caner Taslaman bilimin gücünün son derece farkında olan, eğitimli birisi. Öte yandan inancından da vazgeçmek istemiyor. Bunları bir arada toplamanın yolunu bulmayı kendisine misyon edinmiş. Gösterdiği çabayı takdir etmek lazım. En azından daha bilimin metodunu bilmeyen hurafeden sözde din alimleri yerine Caner Taslaman gibi insanlarla muhatap olmak isteriz. Yalnız Caner Taslaman'ın ortaya koyduğu savlar kendi din camiası tarafından kabul görmüyor. Pek çok din alimiyle girdiği tartışmaları internette bulabilirsiniz. Bu durumda öne sürdüğü şeyler daha çok kendi oluşturduğu bir din persfektifi olarak kalıyor. Ve bu persfektifin bilimle çelişmemesi için elinden geleni yapıyor.

Caner Taslaman'in inanci kendi bireysel tutumu, duygulari yada hissidir; dolayisiyla kendisini baglar. Evrim ise bir gercektir ve herkesi baglar. Sayin Taslaman, evrim teorisini kabul ettigi icin evrimle ilgili bir problemi yok. Hem evrimi kabul etmesi hem de bir inanca sahip olmasi yanlis yada ayiplanacak bir durum degildir. Canliligin cansizdan ortaya ciktigini ve evrim ile suregeldigini aciklarsaniz bu bilimsel bir bilgi aktarimi olur. Tanri, Allah yada X'in bu sureci yonettigine "inanirsaniz" bu bireysel bir inanc olur ve kimseyi ilgilendirmez. Sayin Taslaman'in inanci kisiseldir ve ne Diyaneti ne de baska bir dini kurumu ilgilendirir. Diyanet, toplumu din ile uyusturmak ve politikacilar icin koyun surusu yaratma misyonuna sahiptir. Insanliga hic bir faydasi bulunmamakta, aksine pek cok zarari dokunmaktadir. Kisinin bireysel inancini baskasinin tastiklemesine gerek de yoktur. Dolayisiyla yukarida bulunan elestirinin de ne mantiksal ne de entelektuel bir anlami vardir.