Dünyanın bir tür "cehennem" olabileceği fikri özellikle "Kötülük Problemi" merceğinden çeşitli felsefi ve psikolojik çalışmalarda incelenmiştir. Bu kavram neden her şeye gücü yeten ve iyiliksever bir Tanrı'nın büyük acılara ve kötülüklere izin verdiğini sorgulayarak bazı düşünürlerin dünyamızın bir tür cehennemi temsil edebileceği hipotezini öne sürmesine yol açmıştır. Bilimsel olarak bu fikir genellikle gerçek anlamda ele alınmaz bunun yerine insanların karşılaştığı psikolojik ve varoluşsal mücadeleler açısından mecazi olarak incelenir. Dünyada yaygın olarak bulunan acı ve ahlaki kötülükler bazı düşünürlerin özellikle belirli teolojik veya felsefi bakış açılarından bakıldığında bunların "cehennem" gibi bir durumu sembolize edebileceğini öne sürmesine neden olmuştur.[1][2]
Peki etrafınıza bir bakın. Açlık, savaş, hastalık, adaletsizlik... Bunlar size bir cennet bahçesini mi hatırlatıyor? Yoksa sonsuz bir azap diyarını mı? Eğer cehennem buysa o zaman cennet nerede? Bulutların üzerinde mi? Yoksa sadece hayal gücümüzde mi? Belki de asıl cehennem cennetin varlığına inanıp da onu bulamamaktır. Ya da tam tersi cehennemin varlığına inanıp da ondan kaçmaya çalışmaktır.
Kaynaklar
- B. Abdalla. (2023). Evil And Suffering In The World. Religious Studies, sf: S1-S6. doi: 10.1017/S0034412523000689. | Arşiv Bağlantısı
- I. Noth, et al. (2020). Religious And Spiritual Conflicts: A Psychological Perspective. Pastoral Psychology, sf: 135-147. doi: 10.1007/s11089-020-00900-x. | Arşiv Bağlantısı