Bitkiler insan olduğunu tam olarak “anlamaz” ama çevresindeki değişikliklere tepki verirler. Mesela bir insan bahçeye ya da ormana girdiğinde, bitkiler hareketimizi hissedebilir; rüzgar gibi sallanan yapraklar, ayak sesleriyle toprakta titreşim gibi etkilerle. Bitkilerin kökleriyle, yapraklarıyla çevreden gelen sinyalleri algılayan özel sistemleri var. Bu sayede örneğin bir zararlı yaklaştığında ya da dokunulduğunda savunma mekanizmalarını harekete geçirirler.
Ayrıca bitkiler aralarında kimyasal sinyallerle haberleşirler; mesela bir yaprağı zarar görürse, diğer yapraklara uyarı gönderebilirler. Ama insanın bilinçli bir canlı olduğunu, niyetini ya da hareketlerini “anlamak” gibi bir zihinleri yok. Onlar sadece çevresel değişikliklere biyokimyasal tepkiler verirler.
Yani kısacası bitkiler seni fark eder, hareketini hisseder ama seni “insan” olarak anlamak onların dünyasında yok. Onlar için sen, çevrede hareket eden büyük bir etki yaratan canlısın; buna göre tepkilerini ayarlarlar. Bu da doğanın sessiz ama derin bir iletişim biçimi.