Deprem gibi ciddi bir konunun televizyon ve sosyal medya şaklabanlığına indirgenmesi gerçekten acıtıyor ya. Sanki oyunda bir karakter ile bağ kurup onu seçmek gibi bir herkes deprem olasılığı ile alakasız siyasi analizleri, bilgili gözükmesi, kaç ay önce bir tahmini tutmuş gibi olmuştu, ne kadar havalı gözüküyor gibi faktörlere bakıp "depremcilik mezhebi" seçiyor.
Deprem, kahinlik işi de değildir, şov işi de değildir. Büyük İstanbul depreminin neden beklendiği belli. Deprem beklentileri hesaplanabilen şeyler. Hafife alınmayacak seviyede bir risk varken, tehlike çanları bir bir çalıyorken, daha 3 yıl önce yaşadıklarımız geçmemişken sosyal medyanın olayı sorumsuzca ve önünü arkasını düşünmeden "İstanbul'da 100 yıl deprem olmaz çünkü bak adam iki fay arasında barfiks çekiyor." veya "Şu partiye yönelik bilmem kaç yıl önceki analizlerine bak ha." gibi şaklabanlıklara çevirmesi insanı delirtiyor ya.
Hiç kimse de hangi veriye, hangi çalışmaya dayanarak konuşulduğunu bir kere olsun sormuyor. Herkes lambayı açmadığı yolda "Kime güveneceğiz ya?" diye geziyor. Sosyal medya, fikir kanseri gibi bir yer. Bu kanserin ilacı da doğru yapılan bilim iletişimi.