Kitap, Türkiye'nin yoksul köylerinden daha iyi bir yaşam umuduyla Almanya'ya gitmeye karar veren Türk işçilerinin, bu zorlu yolculuğa nasıl çıktığını anlatarak başlar. Ana karakterler, çoğunlukla ailelerini geride bırakarak, gurbette kazanacakları parayla köylerine dönme ve daha iyi bir hayat kurma hayali kurarlar. Almanya'ya varışları ve yabancı bir kültüre ilk adımları, büyük bir umut ve merakla doludur. Romanın ana bölümü, işçilerin Almanya'daki yaşam koşullarını, ağır sanayi tesislerindeki çalışma şartlarını ve dil bilmemenin getirdiği zorlukları ele alır. Türk işçileri, Alman kültürüne adapte olmakta zorlanırken, kendi aralarındaki ilişkilerde de sorunlar yaşarlar. Yalnızlık, özlem ve kültürel çatışmalar, romanın temel gerilim noktalarını oluşturur. İşçiler, Almanya'da kendilerini "ikinci sınıf vatandaş" gibi hissederler ve bu durum, onların psikolojisini derinden etkiler. Roman, başlangıçtaki umutlu bekleyişlerin zamanla yerini hayal kırıklıklarına ve karamsarlığa bırakışını işler. İşçiler, geri dönme hayalleriyle gurbete gitmiş olsalar da, yıllar içinde ne Türkiye'ye tam olarak dönebilirler ne de Almanya'ya tam olarak ait olabilirler. Çift taraflı bir yabancılaşma yaşarlar. Kitap, bu dramatik tabloyu, yoksul bir köylünün gözünden, tüm gerçekliğiyle ve yalın bir dille aktararak son bulur.
Kitap, Türkiye'nin yoksul köylerinden daha iyi bir yaşam umuduyla Almanya'ya gitmeye karar veren Türk işçilerinin, bu zorlu yolculuğa nasıl çıktığını anlatarak başlar. Ana karakterler, çoğunlukla ailelerini geride bırakarak, gurbette kazanacakları parayla köylerine dönme ve daha iyi bir hayat kurma hayali kurarlar. Almanya'ya varışları ve yabancı b
... Daha fazla göster