Spielberg o karanlığı öylesine etkileyici ve açıklayıcı bir şekilde anlatmış ki izlerken bir hikaye değil insanlığın sınavını izliyorsunuz. Schindler’s List, yalnızca bir film değil siyah beyazın soğuk tonları, savaşı ve kaybolan insanlığı hissettiren bir sanatsal dokunuş. Ama tam ortasında beliren kırmızı montlu küçük kız insanlığın masumiyetine yapılan bir ağıt gibi.
Filmin her karesi her detayı gerçekliğe biraz daha yaklaştırıyor; el kamerasıyla çekilen sahneler, polonya'da kurulan setler, alman karakterleri alman oyuncuların canlandırması..Tüm bunlar savaşın dehşetini ve Schindler’in kahramanlığını daha da etkileyici kılan şeyler.
Ama film bir soruyu arka planda sürekli fısıldıyor: Bu bir kurtuluş hikayesi mi? Yoksa kaybedilen milyonları normalleştiren bir anlatı mı? Geçmişe bakarken bugünü sorgulamanıza neden oluyor.
Kesinlikle izlenmeli! Çünkü bazen bir film yalnızca bir film değildir..