Birinci Dünya Savaşı sırasında, Arthur Hastings Batı Cephesi’nden hastalık iznindeyken, eski dostu John Cavendish tarafından Essex’teki Styles Court malikanesinde kalmaya davet edilir.
18 Temmuz sabahı, Styles malikânesinde yaşayanlar, yaşlı ve zengin malikâne sahibi Emily Inglethorp’un öldüğünü fark ederler. Emily, striknin ile zehirlenmiştir. Hastings, yardım almak için yakındaki Styles St Mary köyüne gider ve dostu Hercule Poirot’yu çağırır. Emily’nin ev halkı arasında kocası Alfred Inglethorp (yakın zamanda evlendiği genç bir adam); ilk kocasının önceki evliliğinden olan üvey oğulları John ve Lawrence Cavendish; John’un eşi Mary Cavendish; ailenin ölmüş bir dostunun kızı Cynthia Murdoch ve Emily’nin yanında çalışan Evelyn Howard bulunmaktadır.
Poirot, Emily öldüğünde John’un, babasının vasiyetine göre malikaneyi miras alacağını öğrenir. Ancak para, Emily’nin kendi vasiyetine göre dağıtılacaktır. Emily her yıl en az bir kez vasiyetini değiştirmektedir. En son vasiyetinde servetini Alfred’e bırakmıştır.
Cinayet günü, Emily’nin Alfred ya da John olduğu düşünülen biriyle tartıştığı bilinmektedir. Tartışmadan sonra çok üzülmüş ve görünüşe göre yeni bir vasiyet hazırlamıştır, fakat bu yeni vasiyete dair hiçbir kanıt bulunamaz. Alfred o akşam erken saatte malikâneden ayrılmış ve geceyi köyde geçirmiştir. Emily ise akşam yemeğinde çok az şey yemiş, odasına çekilmiş ve evrak çantasını yanına almıştır. Cesedi bulunduğunda çantası zorla açılmıştır. Kimse zehrin nasıl ve ne zaman verildiğini açıklayamaz.
Soruşturmaya bakan Müfettiş Japp, Alfred’i baş şüpheli görür; çünkü karısının ölümünden en çok o fayda sağlamaktadır. Poirot ise Alfred’in davranışlarını kuşkulu bulur. Alfred, kendini temize çıkaracak bir kanıt sunmayı reddeder ve köyde striknin satın aldığını da inkâr eder; oysa tersini gösteren kanıtlar vardır. Japp onu tutuklamak ister, fakat Poirot araya girerek zehri onun satın almadığını kanıtlar—satın alma imzası Alfred’in el yazısına ait değildir. Şüphe bu kez, Emily’nin vasiyetinden sonra fayda sağlayacak olan ve cinayet için alibisi olmayan John’a yönelir. Kısa süre sonra Japp, John’u tutuklar: zehirin satın alımındaki imza onun el yazısıdır; odasında zehri içeren bir şişe bulunur; ayrıca Alfred’inkilere tıpatıp benzeyen bir sahte sakal ve pince-nez gözlük bulunur.
Poirot’nun araştırmaları John’u suçtan aklar. Cinayeti Alfred Inglethorp’un, kuzeni Evelyn Howard’ın yardımıyla işlediğini ortaya çıkarır. İkili düşmanmış gibi görünse de aslında romantik bir ilişki içindedir. Emily’nin her akşam aldığı ilaca, Evelyn’in uyku tozundan elde ettikleri bromidi eklemişlerdir. Bu, ilacın içindeki düşük seviyedeki strikninin şişenin dibine çökmesine neden olmuş ve son doz ölümcül hale gelmiştir. Daha sonra Alfred’i suçlayacak sahte kanıtlar bırakmışlardır; çünkü bunun mahkemede çürütüleceğini biliyorlardı. Bir kez beraat ettikten sonra, yeni deliller bulunsa bile, “çifte yargılanmama” (double jeopardy) kuralı nedeniyle aynı suçtan tekrar yargılanamayacaktı. John’u da plana dahil ederek suçlamaların onun üzerine yönelmesini sağlamışlardır. Evelyn, John’un el yazısını taklit ederek belgeleri sahte imzalamıştır.
Poirot, Japp’in Alfred’i tutuklamasını engellemiştir; çünkü Alfred’in aslında tutuklanmak istediğini görmüştür. Emily’nin cinayet günü öğleden sonraki üzüntüsü, Alfred’in masasındaki pulları ararken onun yazdığı bir mektubu bulmasındandır. Alfred, Emily’nin evrak çantasını zorla açıp mektubu aldıktan sonra, yakalanmamak için odada başka bir yere saklamıştır. Hastings’in bir sözünden yola çıkan Poirot, mektubu Emily’nin odasında bulur. Mektup, Alfred’in Evelyn hakkındaki niyetlerini açığa vurmaktadır.
Birinci Dünya Savaşı sırasında, Arthur Hastings Batı Cephesi’nden hastalık iznindeyken, eski dostu John Cavendish tarafından Essex’teki Styles Court malikanesinde kalmaya davet edilir.
18 Temmuz sabahı, Styles malikânesinde yaşayanlar, yaşlı ve zengin malikâne sahibi Emily Inglethorp’un öldüğünü fark ederler. Emily, striknin ile zehi
... Daha fazla göster