Monster (モンスター)

İzleyebileceğiniz en iyi animelerden biri. Tek sıkıntısı herkese hitap etmeyen bir seri olması. Çünkü aksiyondan çok hikaye ve karakterler ön planda.
Aksiyon konusunda baya eksik olsa da çok orijinal ve ilgi çekici bir senaryosu var. Ana karakterler ve yan karakterler de çok iyi işlenmiş. Bir de alışılagelmişin dışında bir anlatıma sahip. 74 bölüm su gibi akıp gidiyor. Ve animeyi asıl efsane yapan sebep; gelmiş geçmiş en iyi kötü karaktere(kötü karakterden çok antagonist demek daha doğru olur.) sahip. Monster başlığında zaten bu kötü karakterlerden geliyor. 74 bölüm boyunca toplamda sadece yaklaşık 30 dakika falan ekranda görüyoruz, ancak o 74 bölüm boyunca adamın nefesini ensenizde hissedebiliyorsunuz. Yakışıklılığı, manipülasyon yeteneği, duygusuzluğu, kibarlığı ve geçmişi hem ilgi çekici hem korkutucu. Yazılmış en başarılı villianlardan diyebilirim.
Bana göre tek eksiği çizimlerinin animeden çok bir çizgi diziyi andırması ama bir yerden sonra alışıyorsunuz ve pek göze batmıyor.
Polisiye suç gerilim tarzlarını ve animeleri seviyorsanız bu seriyi kesinlikle izlemelisiniz. Eğer animelere pek aşina değilseniz bi göz atmanızı tavsiye ederim.

Psikoloji Dedektiflik ve Gizem öğeleri başlıkları içinde olabilecek en iyi eserlerden. Karakter tasarımı ve yan hikayeler olsun çok kaliteli bir eser. Tavsiyelerimi sorarsanız kesinlikle izlemeniz gerek
ayrıyetten izlemekle kalmayın yazarın hayatını yazarın diğer eserlerini, ve detaylı Monster incelemelerine göz atın. Elbet kaçırabileceğiniz detaylar oluyor.

Düşündürücü bir deneyim.
"Monster,"ı anime dünyasında nadir bir mücevher olarak kabul edebiliriz. Almanya ve eski Çekoslovakya'da geçen anime, gerçek dünya tarihini detaylı mimari ve kültürel unsurlarla anlatıp başarılı bir kurguyla birleştiriyor. Konu itibariyle ağır bir hikaye sayılabilecek "Monster" yavaş tempolu olsa ve 74 bölüm sürse bile (24 dakikalık bölümler) anlatımı ve karakter kurgularıyla anime izlemeyenleri bile içine çekebilecek nitelikte. Yalnızca herkese hitap etmesini beklemeyin derim. (Belirtmekte fayda var ki bu anime "seinen" kategorisinde, yani olgun bir izleyici kitlesine yönelik. Ayrıca, beklentiniz aksiyon dolu bir hikayeyse hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz.)

Her biri kendi yoğun arka plan hikayesiyle onlarca karakter var, ve Monster'ın onları sunma şekli, herhangi birini "yan karakter" olarak adlandırmayı zorlaştırıyor. Anlayacağınız 74 bölüm, bir bakımdan yan karakterlere ve yan hikayelere zaman ayırma anlamına geliyordu - her biri devasa, karmaşık bir yapbozun ayrı bir parçası gibi. Monster için bir çeşit kedi-fare oyunu dersek pek yanlış olmaz sanırım. Ürkütücü derecede gerçekçi bir dünyada insan koşullandırması, kötülüğün kökeni ve insan hayatının değeri gibi konulara değiniliyor.

Biraz Nolan'ın filmlerine benziyor da diyebilirim- zihin bükücü görsel şölenler her zaman üzerinde düşünmeniz gereken bir şeyler bırakıyor. Karakterlerin çatışan düşünceleriyle birlikte insan doğasının gösteriliş biçimi, korkunç bir karanlık-hororvari atmosfer yaratıyor ve sıra dışı antagonist karakteriyle de oldukça ilgi çekici.

"Monster," içimizdeki korkuları keşfederek, her birimizin içinde saklı bir canavarın olup olmadığı ve onunla nasıl yüzleşebileceğimiz sorusunu ortaya koyuyor. Yavaş tempolu ilerlemesini şaşırtıcı anlarla ustalıkla birleştiriyor ve sizi merakla çözülen bir gizeme sürüklüyor.

Monster animesinin felsefesinden bahsetmek istiyorum. Animedeki bütün karakterler her zaman Johan'ın ne kadar korkunç ve güçlü biri olduğundan, hatta parmak oynatmadan bütün bir yetimhanede katliam yaşanmasını sağlayan bir karakter olduğundan bahseder. İzleyen herkes sonuna kadar Johan'ın doğaüstü güçlere sahip olup olmadığını merak eder. Fakat sonunda doğaüstü güçlere sahip olması bir yana dursun aslında normal bir insan olduğunu görürüz. Johan her zaman nasıl olduğunu bilmediğimiz şekillerde (Daha çok manipülasyon şeklinde) kötü sonuçlara sebebiyet verir. Fakat bunu nasıl yaptığı bize asla gösterilmez çünkü burada vurgulanmak istenen şey nasıl olduğundansa sonuçları olmuştur. Bu durum aslında sadece toplumun ne kadar kolay bir şekilde manipülasyon edilebileceğini gösterir bizlere. Bunu daha kolay anlamanız için bir örnek vereceğim. Bir ressam çok iyi çizim yaptığın söyleyip çizimi gösterir ve siz de onun çok iyi bir ressam olduğunu düşünürsünüz fakat bunu nasıl yaptığını asla görmemişsinizdir, sadece sonucuna inanmışsınızdır. Johan'ın durumu da buna benzer. İnsanlar sadece Johan'ın ne kadar korkunç olduğunu söyleyip kendilerine bunu aşılar ve karşı karşıya kaldıklarında ise gerçekten Johan'ın öyle biri olduğunu düşünürler. Bir diğer düşüncen ise bana göre burada Johan Liebert bir kişiyi değil, toplumu temsil ediyordu. Daha doğrusu toplumdaki bir kısmı. Toplumda öyle bir kısım var ki insanları kolayca manipüle edip o ırkı yok oluşa kadar sürükleyebilir, ve bunu parmaklarını bile kaldırmadan yaparlar. Bu durumda önemli olan asla nasıl olduğu değil, sonuclarıdır. Fakat asıl ilgilenilmesi gerekilen kısım nasıl olduğu olmalıdır. Yani Birinci Dünya Savaşı'nın nasıl başladığına değil de sonuçları ile ilgilenemiz gibidir bu. Burada insanlar Johan'ın nasıl bu ölüm ve katliyamlara sebep olduğu ile değil de daha çok neler yaptığı ile ilgilenmiştir daha çok. Son düşüncem ise Dr. Tenma ile alakalıdır. Bana göre burada toplumun bir kesimini temsil eden kişiler arasında sadece Johan değil aynı zamanda Kenzo da vardır. Kenzo ise toplumun, iyi, mutlu ve pozitif olmaya çalışan kısmını temsil eder bize. İyi olmaya çalışan dedim çünkü bir insanlar asla tamamen mutlu olamazlar, en ufak bir kötülük ile karşılaşınca hemen iyiliklerini unutup kötülüğe dönüşebilirler. Johann gibilerin kaybedecek hiçbir şeyleri yoktur bu yüzden kötülüğü yayabilme yetenekleri Kenzo gibilerin iyiliği yayabilme yeteneğinin kat ve kat fazlasıdır. Bu durumda dur toplumda Johann gibi bir kişiye karşı gelmek için Kenzo gibilerden en az bir düzine olması gerektiğini görürüz. Sonucunda Johann gibi bir kişinin bile bütün bir toplumu yok etmesi oldukça basittir.

İzlediğim ilk animelerden birisi, hatta ilk bile olabilir. Aradan yıllar geçtiği için tamamen unuttum ama bu animeyi izledikten sonra kesinlikle daha iyisi gelmedi. Hiçbir animeden bu animeden aldığım tadı aldığım tadı almadım.