Eser, Hun İmparatorluğu'ndan başlayarak, Göktürkler, Uygurlar ve diğer irili ufaklı bozkır kağanlıklarını kronolojik bir bütünlük içinde ele alır. Bu coğrafya ve tarih diliminin merkezinde, Türklerin siyasi ve sosyal yaşamını derinden etkileyen Tengricilik (Kök Tengri inancı) yer alır. Kitap, bu inancın; kağanların meşruiyetinden törenin (yasaların) oluşumuna, savaş ahlakından ölüm ritüellerine kadar her alandaki etkisini çözümlemeyi hedefler. Taşağıl, bu erken dönem Türk devletlerinin sadece askeri fetihleriyle değil, aynı zamanda devlet teşkilatlanmaları, ordu sistemleri ve diplomasi alanındaki üstünlükleriyle de öne çıktığını vurgular. Özellikle Çin gibi yerleşik medeniyetlerle yürütülen bitmek bilmeyen mücadeleler, kitabın önemli bir bölümünü oluşturur. Bu mücadele, sadece bir toprak savaşı değil, aynı zamanda bozkır özgürlüğü ile yerleşik kültürün asimilasyon baskısı arasındaki varoluşsal bir çatışmadır. "Kök Tengri'nin Çocukları", Türklerin İslamiyet'i kabul etmeden önce sahip olduğu zengin kültürel mirasa (kurganlar, balballar, damgalar) ve siyasi bilince odaklanır. Kitap, bu mirası gelecek nesillere aktaran bir köprü görevi görerek, okuyucuya Türk tarihinin başlangıç dönemindeki özgün ve güçlü kimliğini kapsamlı bir şekilde sunar. Eser, bu dönemi anlamadan, sonraki Türk-İslam devletlerinin felsefesini ve başarılarını tam olarak anlamanın mümkün olmadığını gösterir.
Eser, Hun İmparatorluğu'ndan başlayarak, Göktürkler, Uygurlar ve diğer irili ufaklı bozkır kağanlıklarını kronolojik bir bütünlük içinde ele alır. Bu coğrafya ve tarih diliminin merkezinde, Türklerin siyasi ve sosyal yaşamını derinden etkileyen Tengricilik (Kök Tengri inancı) yer alır. Kitap, bu inancın; kağanların meşruiyetinden törenin (yasaların
... Daha fazla göster