Film, Harry'nin sıradan hayatından birdenbire çıkıp büyü dünyasının içine girmesiyle başlar. Daniel Radcliffe'in canlandırdığı Harry, hayranlık uyandıran bir karakter olarak karşımıza çıkar. Yanında her zaman olan arkadaşları Ron Weasley (Rupert Grint) ve Hermione Granger (Emma Watson) ile birlikte, Hogwarts'ta büyücülük eğitimine başlar. Hogwarts'ın büyülü atmosferi, izleyiciyi büyülerken, okulun gizemleri ve tehlikelerle dolu geçmişiyle Harry'nin önüne çıkan zorluklar, filmin temel taşlarından biridir.
Chris Columbus'un yönetmenliği, Hogwarts'ın büyüleyici detaylarını ve büyülü yaratıklarını gözler önüne sererken, özellikle Quidditch maçı gibi sahnelerdeki enerjiyi ve heyecanı başarıyla aktarır. Filmin görsel efektleri o dönem için oldukça ileri düzeydedir ve büyülü dünyanın gerçekçi bir şekilde yansıtılmasını sağlar.
Film, Harry'nin Voldemort'un (Ralph Fiennes) geri dönüşü ve Felsefe Taşı'nın korunması gereken önemi gibi büyük temaları da ustalıkla işler. Karakter gelişimleri ve dostlukların önemi de filmin vurguladığı diğer önemli noktalardır.
Sonuç olarak, Harry Potter ve Felsefe Taşı, büyüleyici bir dünyanın kapılarını aralayan ve izleyiciyi macera dolu bir yolculuğa çıkaran başarılı bir film olarak karşımıza çıkar. J.K. Rowling'in evreninden esinlenen bu yapım, hem gençleri hem de yetişkinleri büyüsü altına almayı başarıyor.