Yaşam nasıl başladı? Yaşamın evrimi, fiziktekine benzer yasalarla açıklanabilir mi? Santa Fe Enstitüsü’nde karmaşık sistemler araştırmacısı olarak yaptığı çalışmalarındaki fikirleri ilerleten Stuart Kauffman son kitabında karmaşık kimyası olan bir ortamdan moleküler çoğalmaya, metabolizma ile erken ön-hücrelere ve tanıdığımız yaşama olan evrime ilişkin fizik yasalarının sağlayabileceğinin ötesinde bir açıklama sunuyor. Yaşamın evrimi bilinen evrende var olduğu öngörülen yüz milyar güneş sisteminde kuşkusuz yaygın olmalı. Bu evrim, her örnekte birer “oluş” süreci. Newton’dan bu yana gerçekliği değerlendirmek üzere fiziğe başvuruyoruz. Ancak tek başına fizik, nereden geldiğimizi, nasıl geldiğimizi ve dünyamızın neden tek hücreli organizmaların ötesine geçip son derece karmaşık bir biyosfere evrimleştiğini açıklayamıyor.
Kauffman’a göre canlı sistemlerin ayırt edici özelliği, şimdiye dek yapılan çalışmalarda yeterince ağırlık verilmeyen “örgütlenme” kavramıdır. Hücreler, kendilerini inşa eden öz-yaratım sistemleridir. Evrim, filizlenen bu örgütlenmenin yayılmasını sağlar. Evrimleşen canlı yaratıklar, var olarak, daha da yeni yaratıkların ortaya çıkabileceği yeni nişler yaratır. Evrendeki yaşam, kendi kendini inşa eden, yayılan, artan bu çeşitlilik, tüm biyosferlerde bizi fiziğin ötesine götürür.
Yaşam nasıl başladı? Yaşamın evrimi, fiziktekine benzer yasalarla açıklanabilir mi? Santa Fe Enstitüsü’nde karmaşık sistemler araştırmacısı olarak yaptığı çalışmalarındaki fikirleri ilerleten Stuart Kauffman son kitabında karmaşık kimyası olan bir ortamdan moleküler çoğalmaya, metabolizma ile erken ön-hücrelere ve tanıdığımız yaşama olan evrime i
... Daha fazla göster