Kitap, Türklerin etnik kimliğinin ve dilinin oluşum süreçlerini ele alır, ardından Hun devleti ile başlayan ilk büyük siyasi teşekkülleri inceler. Hunların oluşturduğu imparatorluk modelinin, daha sonra kurulan Göktürkler ve Uygurlar gibi diğer kağanlıklar için bir temel teşkil ettiğini gösterir. Eser, Eski Türklerin kendine özgü devlet felsefesini detaylandırır. "Kut" inancının kağana yüklediği ilahi sorumluluk, ülkenin doğu-batı ekseninde yönetildiği ikili teşkilat sistemi ve ordunun etkin yapısı gibi unsurlar, Türk devletlerinin nasıl bu kadar geniş coğrafyalara hükmedebildiğini açıklar. Kitabın önemli bir bölümü, Türk devletleri ile Çin arasındaki karmaşık ve zorunlu ilişkiye ayrılmıştır. Bu ilişki, sadece sürekli askeri çatışmalarla değil; diplomatik evlilikler, ticaret (özellikle İpek Yolu) ve Çin'in uyguladığı böl ve yönet politikalarıyla da şekillenmiştir. Yazar, bu ilişkinin, hem Türklerin hem de Çinlilerin siyasetini nasıl dönüştürdüğünü ortaya koyar.
Kitap, Türklerin etnik kimliğinin ve dilinin oluşum süreçlerini ele alır, ardından Hun devleti ile başlayan ilk büyük siyasi teşekkülleri inceler. Hunların oluşturduğu imparatorluk modelinin, daha sonra kurulan Göktürkler ve Uygurlar gibi diğer kağanlıklar için bir temel teşkil ettiğini gösterir. Eser, Eski Türklerin kendine özgü devlet felsefesin
... Daha fazla göster