Ana karakterimiz olan küçük çocuk Bruno'nun Babasının bir toplama kampının komutanı olarak atanması üzerine, tașındıkları yeni evin yakınlarında bulduğu -Bruno'ya göre- çiftlikte yaşayan Shmuel isimli yahudi asıllı bir çocukla kurduğu dostluğu bașlarda çok ilgi çekici gelir ve onlarla çok yakın bağlar kurmamıza olanak tanıyan bolca sekanslar vardır ki bu bizleri filmin sonunda daha da çok üzmesine yol açar. İki çocuk arasındaki bu masum ve dokunaklı dostluk, savaşın korkunç gerçeklerini sonlarda gözler önüne serince içinizdeki öfkeyle karıșık üzüntü duygusu anlatılamayacak șekilde yașanmaya bașlar.
Bence, "Çizgili Pijamalı Çocuk" tarihde önemli yer kaplayan "Nazi Almanyası"nın nasıl bir karmașıklık ve dramatiklikte olduğunu bizlere gösteriyor. Bende derin etkiler bırakan bir film olarak izlenmeyi hak ettiğini düșünüyorum. Ancak, üzücü ve ağır içeriği nedeniyle, çocukların ve duygusal olarak zor toparlanan kișilerin izlemesi için uygun olmadığını düșünüyorum. Bu sebepten dolayı Filme 10 üzerinden 9 puanı yeterince hakkettiğini düșünüyorum.