Teolojinin soyut kavramları
Teoloji tanrı algısını ve din olgusunu ele alan disiplindir. Toplumsal, nörolojik, bireysel olmak üzere teolojiyi 3 boyutta inceliyeceğiz
1. Toplumsal boyutu
Zihinsel faşizim: insanların düşünme becerisini kendi çıkarı uğruna kullanmaktır yani teooloji üzerinden insanları sömürmektir. Bu bağlamda bir çok devlet, kabile, önder insan olduklarını iddia edenler, insanları etkileyip peşinden sürüklemiştir. Din geleneğini her bölge, her coğrafya kendine ait kurallar, düzenlemeler, yasaklar, yaptırımlar, cezalar ve ödül sistemi getirmiştir. İnsanları bu yolla korkutup sanki tek gerçek olduklarına ikna etmişlerdir ve bunu örneğini günümüzde de insanlarda hala görmekteyiz
Siyasi: Belki de tüm semavi dinlerin en büyük çıkarı siyasal gücüdür. Din nedeniyle yapılan savaşlar, katliamlar, barışlar, anlaşmalar ülkelerin devletlerin ve kabilelerin geleceğini belirlemiştir. Teolojinin etkisi o kadar büyüktü ki yeni yönetim şekilleri bile ortaya çıktı, bu sayede din insanları mevki olarak yükselmiş kimileri ise öldürülmüştür. Ülkeler bazında savaşlara neden olmuş ve din ırkçılığı ortaya çıkarmıştır. Dini siyaset alanına koymanın en büyük sebebi ise geniş yaptırım ilkesidir, bu sayede din insanları yapmak istediklerini siyaset sayesinde insan gücü kazanmış ve amaçlarına ulaşmak için her türlü desek sağlanmıştır ve din bu bağlamda yayılmıştır. Siyasal kavramı sadece devletlere indirgenemez, bunu birde kişisel boyutu vardır. Din insanları kişisel çıkarlarını bu sayede korumuş ve yaymıştır. Mezhepler ayrı din görüşleri buna örnektir.
Çoğu zaman şirket veya hükümetler gibi din dışı çevreler de, dinleri devletin varlık nedenleri olarak kullanmakta ya da dinsel dogma ve kutsal kuralları kendilerine avantaj sağlamak üzere (örneğin seçimlerde) manipüle etmektedir. Aslında çoğu dinler ve devletler, ikisi arasında bir ayrımın olduğunu bile kabul etmeye yanaşmamaktadırlar.
Kültürel: Teoloji bir kültürdür. İnsanları bir araya getirir, yardımlaşma, dayanışma sağlanır. Bizi belirleyen şey yetiştiğimiz kültürün bize verdiği maya çünkü biz ilk yıllarımızda bulnduğumuz yerde mayalandık. İçinde bulunduğunuz toplumun altyapısını silemezsiniz yokmuş gibi davranamazsınız çünkü zihin eklemeli bir sitemdir çıkarmalı değil. Her dinin bir kültürü vardır ve kültür bazen kendi içinde olumlu etkileri olduğu kadar birde başka bir dinle veya görüşle çatışınca kültürel çatışma meydana gelir. Bunun aslında yatan sebep tek doğruluk görecesidir.
2. Nörolojik boyutu
İnsan beyni neden inanç üretir bu konuda bir çok bilimsel araştırma bulunur bunun bir örneğiyse
İnsanlar ibadet ederken kitlesel bir ritüel görevi yerine getirdikleri için vücutları seratonin salgılar yani mutluluk hormonu. Araştırmada ibadet eden insanların sedanter bireylere göre vücutlarında seratonin hormonunun yüksek oranda arttığını gözlemlemişlerdir. İnsanlar bu sebeten dolayı huzur, içsel rahatlama yaşarlar ve buda bağımlılık yapar, bu yüzden bir müslüman Sabahın ilk saatlerinde kalkar ve namaz kılar.
Dünya çapında ve tarihsel olarak bakıldığında standart din inançlarının kitleler için en iyi psikiyatri araçtır çünkü insan oğlu belirsizliği sevmez, her şeye bir anlam yüklemeye çalışır örnek: tanrı yukarıdadır, biri yanlış bir şey yaparsa cezalandırır, dua et sana versin gibi kavramlar bizi teskin eder ve rahatlatır. Beynimizin inanç üretmesinin en büyük sebeplerinden biri şimdiki zamandan gelecek zamana hükmederiz.
Ömür bitse de hayatın sona ermeyeceği fikri olağanüstü çekicidir. Bir kuvvet olarak dinin kendine özgü eşsiz bir ürünü varsa, o da ölümden sonraki hayattır.
Pek çok din, inananları kendilerinden farklı inanç ya da davranışları olanları öldürmenin bir zorunluluk veya en azından mübah bir hareket olduğuna inandırabiliyor. Kim olursa olsun, ölüm! Buna inanabiliyor musunuz?
İnsanların stresten kaçınmak, stresi en aza indirmek için başvurduğu stratejiler bulunur: bir kursa, grup terapisine katılmak, maç seyretmek, Yürüyüş yapmak. Ve din.
- Dış Sitelerde Paylaş
Din, beynin tatlı düşkünlüğüne hitap eder. Kısa vadeli istisnalar bir yana -çoğu insan bir maçın sonunu önceden bilmek istemez, yoksa ne demeye gidip izleyecektir ki?- beyin bariz bir şekilde belirginliği belirsizliğe, çözümü ucu açıklığa, denge ve simetriyi dengesizlik ve asimetriye tercih eder.
Koşu bacaklar için neyse din de beyin için odur. Din, başımızdaki organın sosyal, duygusal ve kurumsal egzersiz biçimidir.
Olgusal olarak din yanılsamaları, beynin deneyimin boşluklarını doldurma hareketlerinin sonucudur. Bilinmeyene bir somutluk kazandırırlar
Dine neden ihtiyacımız var: nörobilime göre bebeklik ve çocukluk döneminde etrafında bulunduğun ortamın kişinin zihnini şekillendirme etkisi hayat boyu üzerimizden atacağımız bir şey değil, bu bizim için bir zemin oluşturuyor ve her şeyi onun üzerine inşa ediyoruz
Kaynak (Tanrı beyni)
3. Bireysel boyutu
Malcolm x derki insanın dünyaya iki geliş amacı vardır biri cinsellik diğeri ise ego. Burdaki ego kavramına değinecek olursak kendi ideallerini gercekleştirmek yani kendini var etmek olarak adlandıra biliriz. İnsanları diğer dünyaya olan inancı çok eski zamanlara kadar dayanır, öyle ki bunu homo türünden olan neandertallerde bile görebiliriz. Ölülerinin toprağa gömüp üstüne çiçekler ektikleri biliniyor. Diğer dünayaya olan inancın, ebedi ruhani yaşamın devam edeceğine dair insaların bir çok görüşleri, rivayetleri ve umutları vardır çünkü toz olup gitme fikri her canlı için ürkütücü bir durum. Bu sebepten bireysel olarak herkes dini görevlerini yerine getirerek geçici olarak adlandırılan bu dünyadan sonra iyi bir yaşam süreceklerine inanırlar. Sapienslerin Ataları sürü halinde gezer ve avlanırlar sürüden ayrılan yada dışlanan biri yaşama olasılığı düşer, bunu günümüzde ki insanlarda da görebiliriz herkes doğuduğu bölgenin kültürüyle yetişir ve yaşar bu kültürü reddeden insan dışlanır ve hoş karşılanmaz ve sırf bu yüzden acaba benim yaşadıklarım doğrumu, gerçek mi diye düşünmez her şeyi olduğu gibi kabul eder ve sorgulamaz
Diğer yandan teoloji, aslında bilgisiz olduğumuz yerde bilgi sahibi olduğumuza ilişkin dogmatik bir inancı telkin eder ve böyle yaparak da evrene yönelik bir tür münasebetsiz bir arsızlık üretir. Canlı umutların ve korkuların var olduğu yerde belirsizlik acı verir; ama rahatlatıcı peri masallarının desteği olmadan yaşamak istiyorsak, bu acıya katlanmalıyız.[3]
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- L. Tiger. (2011). Tanrı Beyni. ISBN: 9786051063713. Yayınevi: Alfa Yayınları.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 20/05/2024 21:09:09 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/16894
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.