Yengeç Bulutsusu, Charles Messier'in 18. yüzyılda kuyruklu yıldız olmayan cisimler listesindeki ilk cisim olan M1 olarak kataloglanmıştır. Yengeç'in 1054 yılında astronomlar tarafından tanık olunan, aslında devasa bir yıldızın ölüm patlamasından arta kalan bir süpernova kalıntısı olduğu bilinmektedir. James Webb Uzay Teleskobu'nun NIRCam (Yakın Kızılötesi Kamera) ve MIRI (Orta Kızılötesi Enstrüman) ile elde edilen bu keskin görüntü, kızılötesi ışıkta hâlâ genişlemekte olan yıldızlararası enkaz bulutunun ürkütücü parıltısını ve parçalanmış iplikçiklerini ortaya çıkarıyor. Modern astronomlar tarafından bilinen en egzotik nesnelerden biri olan ve saniyede 30 kez dönen bir nötron yıldızı olan Yengeç Atarcası, bulutsunun merkezine yakın parlak bir nokta olarak görülebiliyor. Kozmik bir dinamo gibi, yıldız çekirdeğinin bu çökmüş kalıntısı Yengeç'in elektromanyetik spektrumdaki emisyonuna güç veriyor. Yaklaşık 12 ışık yılı genişliğindeki Yengeç Bulutsusu, güçlü takımyıldız Boğa'da sadece 6.500 ışık yılı uzaklıkta yer almaktadır.