Bu konu epeyce uzun bir konu ancak kısacası şunu söyleyebiliriz insanlar fikirleri, düşünce biçimlerini başka insanlardan devralirlar. Özellikle bu durum insanların kavramlara yüklediği anlamlar açısından belirleyici olur. Bu da 'kavram gelenekçiligi" diyebileceğimiz duruma neden olur. Fikren miras olarak alınan yerleşmiş (kavram ve kavramlara dayanan algılama kalıpları) kalıplarla düşünen zihinler için aksine söylem veya fikirler şiddetle red edilecek bir duruma gelebilir. Evrenin kendisinin bile zamana bağlı olarak aşama aşama var olduğunu ifade eden, canlılığın nasıl başladığını araştırmaya yönlendiren bir metinde evrimle ilgili hiç bir şey yoktur demek bence yerleşmiş kalıplarla düşünen kişilerin fikirlerini esas alarak düşünen bir yaklaşımdır. el cahiz Darwinden 1000 yıl önce doğal seleksiyonu hayvanlar kitabında birebir tarif etmiştir. Yine İbni Arabi gibi kişiler insandan önce insansı canlıların dünya üzerinde var olduğunu belirtmişlerdir evrim teorisinden çok önce. Mevlana da kitaplarında bitki hayvan hayvan insana dönüştü gibi ifadeler kullanmıştır. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Bu insanlar hiç bir çelişki görmemiş tam aksine teoriden asırlarca önce evrim gibi bir düşünceyi doğrulayan fikirler ileri sürmüşlerdir. Bunlar varken çıkıp da yaradılış için hokus pokus beklentisi içinde olan kişilere bakarak veya onların basit yorumlarını esas alarak evrim düşüncesi tamamen çelişir demek kişinin örneklere dayanan literatür hakkında da pek bir bilgisi olmadığını gösterir.