Bilimin Yetersizliği Safsatası
Bilimin Her Şeyi Açıklayamaması Yetersiz Olduğu Anlamına Gelir Mi?
Bildiğiniz gibi bilim karşıtları bilime her saldırdıklarında genellikle "Bilim X konusuna bir cevap verememiştir. O yüzden bizim öne sürdüğümüz Y iddiası doğrudur." yahut "Bilim her şeyi bilemez. Ondan dolayı bizim öne attığımız/desteklediğimiz Y iddiası doğrudur." gibi laflar ederler. Halbuki bu kişiler genellikle bilimsel yöntemden bile bihaberdir ve bundan dolayı kendi iddialarını "pazarlamak" için bu tür iptidai laflar edebilirler.
Zaten bilimsel yöntemin amacı, bir anda her şeyi tüm çıplaklığıyla bulmak değildir (ki, bunun olma ihtimali pek de yüksek değil zaten). Bilimsel yöntem gerçeğe en yakın, yani olabildiğince daha az yanlış cevabı vermek için uğraşır. Örneğin "Günde 250 gram patlıcan yemek, kanser hastalarının kanseri hızlı bir şekilde yenme olasılığını %70 arttırıyor." gibi bir iddianız varsa buna kanıt olarak her gün 250 gram patlıcan yiyen ve kanseri yenmiş birini öne süremezsiniz; çünkü belki de kişinin kanseri yenme sebebi genlerinde olan bir mutasyondur ve siz, bu kişi günde 250 gram patlıcan yiyor diye onun kanseri yendiğini düşündünüz. Halbuki sebebi çok daha farklıydı.
Peki bilim bu tür bir iddiaya nasıl cevap verirdi? Tabii ki bilimin boş hipotezini kullandıktan sonra bunun hakkında araştırmalar yaparak. Bu tür bir durumda öncelikle yüksek ihtimalle bir deney ve bir kontrol grubu kurulup deneylere başlanırdı (gruplar ne kadar kalabalık olursa o kadar iyi olur). İlk kanser hastası gruba (deney grubu), her gün 250 gram patlıcan yedirilir ve vücutlarındaki kanser hücresinin bu kadar patlıcana ne tepki verdiği gözlemlenirdi ve öbür grup, yani patlıcan yedirilmeyen kontrol grubuna kıyasla kanseri daha hızlı yenip yenmedikleri araştırılıp deney bitiminde alınan bu verilerle bir makale yazılırdı ve deneyin sonuçları bilim dünyasıyla paylaşılırdı. Üstüne üstlük "Belki de bu deneyi yapan bilim insanı kendi inançlarına yenik düşüyordur." denilerek aynı deney bu sefer farklı bilim insanlarınca, farklı deneklere çift kör deney unsurları kullanılarak tekrardan yapılırdı.
Bilim, evreni ve evrendeki olguları bilimsel metot sayesinde inceler ve anlamaya çalışır. Bilim, belirli bir "davası" yahut misyonu olan bir kurum değildir. Yalnızca bilim insanlarının desteklediği bir siyasi görüş, misyon yahut hedef olabilir. Yani bilim taraf tutmaz. Ayrıca bilimin her şeyi açıklamak gibi bir derdi de yoktur. Veriler bulmak bilimin, bunlar üzerinden çeşitli teoriler geliştirip bahsi geçen bilimsel gerçekleri açıklamaksa bilim insanlarının işidir. Örneğin; ölümden sonra yaşam, Tanrı'nın varlığı ve bunlara benzer öbür metafizik şeyler bilimin açıklama sınırlarının ötesindedir; çünkü bunların hepsi özneldir ve kişiden kişiye farklı anlamlar ifade edebilirler. Bunlar hakkında bir ölçüm ve de gözlem yapılamadığından dolayı ise bilimin boş hipotezinden ötürü aksi ispat edilene kadar yok sayılırlar.
Ancak yukarıda bahsi geçen ve bilim tarafından hâlâ çözülememiş olan şeylerin olması, bilimin yetersiz olduğu anlamına değil, verinin yetersiz olduğu anlamına gelir. Bilim yeteri düzeyde verinin olmadığı bir alanda boş spekülasyonlar yapmaz ve onun yerine çok net bir şekilde "bilinmiyor" der. Örneğin konu Stonehenge'deki ağır taşların nasıl taşındığına dair bir husussa bu tür bir durumda bilimsel araştırmalarla öncelikle heykellerin yapıldığı döneme ait inşaat teknikleri, yakınlarda bir taş madeni olup olmadığı, varsa (yahut yoksa) bu taşların o bölgeye nasıl getirildiği gibi birçok konu üzerine araştırmalar yapılırdı. Eğer bunları bilmemiz de yapının nasıl yapıldığına dair bir açıklama yapmamıza olanak sağlamıyorsa yine bilim aynı şekilde konunun bilinmediğini söyler. Lakin böyle bir durumun ortaya çıkması, bilimin yetersizliğinden değil, verinin yetersizliğindendir. Ki, bilim dünyasında eksik ve yetersiz veriyle hazırlanmış olup gereksiz bir özgüvenle kamuoyuna sunulan çoğu açıklama genellikle geçerlilik kazanmadığı gibi bu açıklamayı yapan bilim insanlarının kınanmasına ve ayıplamasına neden olabilir.
Eğer ki iddianız; bilimin kanserin tedavisini bulamadığı, Tanrının varlığı yahut yokluğu hakkında net bir şey söylemediği, ölümden sonra neler olduğunu bulamadığı, Dünya dışı yaşamın olup olmadığı hakkında net bir şey diyemediği için bilimin yetersiz olduğuysa bilin ki bunları açıklamak için bilim yetersiz değil, yalnızca yeterli düzeyde sağlam veri yok. [1]
- 3
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ T. Uyar. (2019). Safsatalar. ISBN: 978-605-311-555-7. Yayınevi: Destek Yayınları. sf: 256.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 01/05/2024 23:32:22 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11659
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.