İnsan Doğasının Geleceği Üzerine Bir Deneme
İnsan, Homo habilis’ten itibaren alacak olursak, 2,5 milyon yıldır sürekli gelişiyor. Bu gelişimi, evrimi de doğaya göre; doğada meydana gelen değişikliklere göre belirleniyor. Elleri şempanzeden farklı olarak, alet yapmaya göre gelişiyor (Şempanzeninki daha çok ağaçlara tırmanmak üzere). Alet yapınca haliyle beyni de gelişme gösteriyor. Ancak bugünkü konumuz insanın evrimi değil. Bugün, insan doğasının geleceği hakkında düşündüklerimi yazmak istiyorum.
Tüm yukarıda bahsedilen gelişmelere kıyasla bugün şehirlerde yaşıyoruz. Pek çoğumuz alet yapmadan, başkalarının verdikleri ile hayatımızı geçiriyoruz. Neredeyse hiç yürümüyoruz. Her yere araçlarla gidiyoruz. Ayağımız toprağa dahi değmiyor pek çoğumuzun (Bir insanın günde en az 10 km yürümesi gerektiğini farz edersek). Tüm bunların sonucu olarak psikoloji ilaçlarının satımları dünyada rekor kırıyor.
Sizce de yanlış bir yolda değil miyiz?
Merak ettiğim bir soru var. Tüm bu “Gelişmemeye” teşvik eden şeylerin sonucunda nereye evrimleşiyoruz? Aslında biraz geriye bakarsak bir ipucu bulabiliriz. İnsanlar avcı-toplayıcılıktan tarıma geçtiklerinden sonra boyları kısalmıştır:
Yunanistan ve Türkiye’de bulunan iskelet kalıntıları, yaklaşık olarak 14.000 yıl önce son buzul çağının bitiminde, avcı-toplayıcıların ortalama uzunlujklarının erkeklerde 175 santim, kadınlarda ise 165 santim olduğunu ortaya koymaktadır. MÖ 3000 itibariyle, yani tarıma geçtikten sonra, bu ortalamalar erkeklerde 160 santime, kadınlarda ise 152 santime kadar düşmüştür.[1]
Bilmiyorum. Belki kemiklerimiz daha çok değişime uğrayacak. Belki daha fazla uzayacak, kısalacak. Bu benim alanım olmadığından geçiyorum.
Bir diğer soru, duyu organlarımız nasıl evrimleşecek? Avcı tehdidi ve diğer pek çok soruna karşı evrimleşmiş duyu organlarımız (Gözümüz, kulağımız, burnumuz vs.) ve buna bağlı olarak beynimiz nasıl bir değişime uğruyor ve uğrayacak?
“Beynimiz nasıl gerilesin, geçmişteki atalarımız telefon mu yapıyordu?” vs. Diyenler olacaktır. Peki, bilmiyorum: Tüm bunları yapan birkaç milyon (ya da belki 9 milyarda 1 milyar) insan mı belirleyecek insan beyninin evrimini, yoksa gününün çoğunu evden işe, işten eve geçiren; yürümeyen, psikolojik sorunlarla dolu milyarlarca insan mı?
Bana soracak olusanız, insan geleceğinin tehlike altında olduğunu düşünüyorum.
İçinde avcı genlerini taşıyan insanlara atom bombalarını, nükleer başlıklı füzeleri vb. verirsek ne olur bunların sonucunu birlikte gör(emey)eceğiz.
Sadece bu sorunlar değil sahip olduklarımız. Düşünmüyoruz. Düşünemiyoruz. Zihnimiz sistemin içinde kaybolmuş vaziyette. İnsanlar olarak toplu taşıma araçlarında, yürürken, bankta her yerde telefon vb. Şeylerle uğraşıyoruz. Yolda yürürken dahi müzik dinliyoruz. E peki ne zaman düşüneceğiz, gece yatmadan evvel 5 dakika mı?
Bir düşünün, düşünelim. Hayır, borçlarınızı değil. Sevgilinizi de değil! Ellerinize bakın. Yüzünüze bakın, gözünüze bakın, arkadaşınıza bakın, gökyüzüne bakın.... Tüm bunlar milyonlarca, hatta milyarlarca yılın eseri. Sanırım bu duygudan daha enterasan bir şey olamaz. Daha sonra en son ne zaman ait olduğunuz yere, doğaya gittiğinizi bir düşünün. Hani korktuğunuz hayvanlarla dolu olan doğaya! Gerçekten düşünün...
- 3
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ Tom Standage. (2023). İnsanlığın Yeme Tarihi. Yayınevi: Maya Kitap. sf: 35.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 06/05/2024 21:47:43 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/16964
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.