Erbezleri ve Tek Eşlilik
Bilim camiasında, insan ve diğer primatların eş bulma ve çiftleşme konusundaki benzerlikleri ve farklılıkları büyük bir merak konusu olmuştur. Aşağıdaki birkaç soruyu cevaplayarak bu konudaki bilginizi ölçebilirsiniz:
Primatlar arasında en büyük erbezleri kimdedir ve erbezlerindeki boyut farkları onlara ne kazandırır ve ne kaybettirir?
Erkekler neden dişilere göre daha iri bir vücuda sahiptir?
Harem büyüklüğü ve cinsiyetler arasındaki boyut farkı arasındaki ilişki nedir?
Eğer bu soruların iki tanesini cevaplayabildiyseniz tebrikler. Fakat bu soruların cevapları hakkında en ufak bir fikriniz yoksa bu makaleyi okumanızı tavsiye ederim.
Eğer birinci soruya ‘goril’ cevabı verdiyseniz sizi düzeltmek zorundayım çünkü bu sorunun doğru cevabı şempanzeler olacaktı. Şempanzeler 140 gramlık erbezleriyle primatlar arasında en büyük erbezine sahiptir. İnsanlar 40 gram, goriller ise yalnızca 35 gram ağırlığında erbezine sahiptir.
Bu fark, çiftleşme sıklığındaki farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Primat türlerinin testis ağırlıklarının vücut ağırlığına göre büyük farklılıklar gösterdiği uzun zamandır bilinmektedir. Son zamanlarda Pongidae'nin (büyük maymunlar) üç türü arasında testis ağırlıklarındaki eşitsizliğin farklı üreme sistemleriyle ilişkili olduğu ileri sürülmüştür. Erkek orangutanlar nadiren çiftleşir ve bir dişi kızgınlığa girdiğinde normalde yalnızca bir erkekle çiftleşir. Dişi bir goril doğum yaptıktan sonra 3-4 yıl boyunca cinsel aktivite göstermez. Bu yüzden birçok dişiden oluşan haremlere (harem başına 3-6 dişi) sahip goril yılda sadece birkaç kere çiftleşebilir. Bununla birlikte, şempanzelerde birçok erkek, kızgın dişilerle haftada birkaç kez çiftleşebilir, bu yüzden her erkeğin diğer erkeklerle rekabet edebilmesi için yeterli miktarda sperm biriktirmesi gerekir. Dolayısıyla şempanzelerde, spermatojenik doku hacmi ve dolayısıyla testis boyutu goril veya orangutandan çok daha büyüktür. Eğer bu doğruysa, bu, her kızgın dişiyle birden fazla erkeğin çiftleştiği primatların, tek erkek yetiştirme sistemlerine sahip primatlara göre vücut ağırlıklarına göre daha büyük testislere sahip olmaları gerektiği anlamına gelir.
Canlılarda tek eşlilik ve çok eşlilik canlıdan canlıya değişir. "Eğer başka bir gezegenden dünyaya gelen bir zoolog insanların anatomisine baksaydı, anında bizim çok eşli olduğumuz kanısına varırdı." Bunun sebebi erkek ve dişiler arasındaki boyut ve kilo farkıdır. İnsanlarda, erkekler kadınlara göre 7% daha uzun ve yüzde 25% ağırdır. Bu durum çok eşli canlılarda eş sayısı ile cinsiyetler arası boyut farkı doğru orantılı arttığından kaynaklanır. Haremlerinde 7’ye kadar dişi bulundurabilen yakın akrabamız olan gorillere baktığımızda erkekler dişilerden 1,5-2 kat daha büyüktür. Erkekleri ortalama üç ton ve dişileri ortalama üç yüz kilo olan güney foklarının hareminde ise erkek başına elli dişi düşer. Fakat cinsiyetler arası boyut farkı olmayan gibon ve kanada turnası gibi canlılarda ise tek eşlilik görülür. Bu tür farklılıkların görülmesinin sebebi haremlerin büyüdükçe erkeklerin dişiler için rekabete girmesidir ve bu tür rekabetlerde önemli olan vücut büyüklüğüdür. Fakat evrim süreci yedi milyon yıl önce diğer primatlardan ayrılan atalarımız için aynı durum geçerli midir yoksa yedi milyon yılda gerçekleşen evrimimiz bizi farklı bir noktaya mı sürüklemiştir?
Bizi diğer primatlardan ayıran en büyük özelliklerimizden biri yerçekimine karşı koyarak dik yürümeye başlamamızdır. Dik yürümeye başlamamızın altındaki önemli nedenlerden biri ise ellerimize duyduğumuz ihtiyaçtır. Gelişmiş pençe veya diş yapısına sahip olmadığımızdan dolayı avlanmak için kendi aletlerimizi yapmak zorunda kaldık. Bu durum el becerilerimizi geliştirmemizi ve diğer canlılara üstünlük kurmak için beynimizi kullanmamızı sağladı. Fakat dik yürümek her ne kadar yararlı gözükse de anatomik yapımızda bazı sorunlara sebep olmuştur. Eğer kambur oturduğunuzda sırtınız ağrıyorsa ya da büyükleriniz bel ağrısı ve fıtık gibi sorunlar yaşıyorsa bunun sebebi dik yürümemizin vücudumuza aykırı olmasındandır. Dik yürümemizin en büyük sonuçlarından biri ise dişilerin vajinal bölgelerinin daralmasıdır. Bu durum annenin doğumdan sonra ölme riskini büyük ölçüde arttırmıştır.
Aynı zamanda vajinal daralmanın sonucu olarak insan yavruları oldukça savunmasız doğarlar, yavaş olgunlaşırlar ve genellikle her iki ebeveynden de yatırım alırlar. Bu bir sorun gibi gözükse de erken doğmamızla birlikte beynimiz daha uzun süre gelişmiştir ve bu sayede insanın en büyük silahı beyni olmuştur. İnsan yavrusunun yiyecek elde etmede ve kendi başına hayatta kalmada başarısız olmasının nedeni mekanik ve zihinsel olarak ikiye ayrılır. Öncelikle yiyecek elde etmede gerekli olan silahları yapmak için yıllarca gelişimin ardından parmaklarını uyumlu bir şekilde hareket ettirebilmesi gerekir ve kimse avcı-toplayıcı bir çocuktan kano yapmasını veya mızrak sivriltmesini bekleyemez. Zihinsel açıdan baktığımızda insanlar beyinlerini, yiyecek bulmada diğer canlılardan daha fazla kullanırlar. Kısacası bir avcı-toplayıcı çocuğu yiyecek bulmaya göndermeden önce ona hangi bitkiyi toplayacağını ve nasıl toplayacağını öğretmeniz gerekmektedir. İnsan yavruları bu tür konularda yetersiz olduğundan dolayı on yıla kadar yetişkinlere ihtiyaç duyarlar. Bu durum insan yavrularının anne ve baba tarafından birlikte bakılması gerektiğini göstermektedir. Diğer primatlara baktığımızda orangutanların sperm vermek dışında çocuğa bir katkısı olmadığını görürüz. Şempanzelere baktığımızda ise baba şempanze birden çok dişiyle çiftleştiğinden hangi yavruya babalık yapacağını bilemez. Fakat insanlarda babanın tek bir cinsel eşi olduğundan hangi yavrunun kendisine ait olduğunu bilir ve yavrunun bakımına önemli katkılar sağlar. Anlattıklarımdan yola çıkarak insanların ‘Üçüncü Şempanze’ kitabında bahsedildiği gibi ‘orta derece çok eşli’
olduğunu söyleyebilirim. Bu tanımda bahsedilen, çoğu erkeğin sadece bir aileyi geçindirebilmesi, fakat güçlü ve varlıklı erkeklerin birden fazla eşe sahip olabilmesi ve birçok çocuğa babalık edebilmesidir.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- J. Diamond. The Third Chimpanzee: The Evolution And Future Of The Human Animal. ISBN: 9780060845506.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 29/11/2024 21:36:14 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/15510
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.