Antropolog Eugène Pittard ve Türk(iye) Hayranlığı
1938 Nisanında Atatürk ile son kez görüşme onuruna eriştim. Acı çekiyordu. Kötüye giden sağlık durumuna rağmen Saray’da Türkistan halkının nereden geldiğini ve günümüz Anadolu’suna yerleşmek için izledikleri güzergâh konusunda konuştuk. Son görüşmemiz aklıma geldikçe hala heyecanlanıyorum.[1]
Böyle yazar Atatürk ile son görüşmesini antropolog Eugene Pittard.
İsviçreli bir antropolog olan Pittard; 1916 yılında Cenevre Üniversitesinde Antropoloji Profesörü, 1919 yılında da aynı üniversitede Ordinaryüs Profesör olmuştur. Carl Vogt ve Emile Yung gibi önemli isimlerin öğrencisi olan Pittard, Cenevre Üniversitesi’nin Bilimler Fakültesinde dekanlık ve ardından aynı üniversitede rektörlük yapmıştır.
Pittard’ın Anadolu sevgisi 1928 yılında yaptığı bir gezi ile başlar:
Pittard, 1928 yılında Marsilya’dan başlayarak Atina üzerinden Çanakkale’ye gelmiş ve İstanbul’a geçerek Anadolu’nun pek çok yerini kapsayacak bir geziye başlamıştır. Pittard, bu gezi sırasında bir süre Ankara’da kalmış, ardından Kayseri’ye, oradan Sivas’a geçmiş ve ardından Malatya, Adıyaman’a, oradan da Adana’ya gitmiştir. Anadolu gezisi sırasında Fırat ve Dicle nehirleri kenarından Elazığ ve Diyarbakır’a uğrayan Pittard, Ürgüp ve Göreme’den sonra Nevşehir ve Aksaray üzerinden Konya’ya gitmiştir. Pittard’ın gezisi bunlarla sınırlı kalmamıştır. Konya’dan Afyon’a, oradan da Manisa ve İzmir’e giden Pittard, Aydın, Nazilli ve Dinar’dan Kütahya ve Eskişehir’e uğramış ve ardından da Bursa’ya geçmiştir.[2]
Pittard, bu gezisini bir kitap haline getirmiştir (Bu kitap daha sonra da ‘Anadolu’ başlığıyla Reşat Nuri tarafından Türkçeye çevrildi). Bu kitapta Pittard sadece Anadolu’nun tarihi üzerinde durmamış, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçekleştirdiği yenilikleri de hayranlıkla yazmıştır.
Cenevre’de Türk öğrencilerin “Baba” diye nitelendirdikleri Pittard, Türklerin batıda anlatıldıkları gibi olmadıklarını da “Anadolu” eserinin girişinde yazmışıtır.
Yeni Türkiye Cumhuriyeti hakkındaki görüşlerini şöyle anlatır Pittard:
Elli seneden beri her memleketin hariciye dairesinde ‘Hasta Adam’dan ve yakın olan ölümünden bahsediliyordu. 1923’te Avrupa eline bir kurşun kalem alarak dünya haritasından Türkiye’yi çizmeye koyulmuştu. Şu satırları yazdığım 1929’da Türkiye, kendisini evvela mazisine sonra da genç devlet adamlarının bir milli âr addettikleri kapitülasyonlara bağlayan rabıtaları kesmiş olan mamur ve mesut bir memlekettir.
Tüm Reklamları KapatO, bugün, serbest bir devlettir. İnkâr olunamaz ki Lozan muahedesi Türkiye’yi büyüttü. Son on senenin tarihinde zaferi hazırlayan ve yapan Mustafa Kemal’in arkadaşları arasında muzaff er bir kumandan ve yüksek bir müzakereci olan İsmet Paşa’dan başka en bedbaht, en mahkûm memleketlerin en buhranlı zamanlarında bazen zuhur edip vatanın nefesi kesilmiş olan bünyesine hayat veren, onu alaka ile temaşa edenlerin hayretle dolu gözleri önünde canlandıran asker ve siyasiler de var. Daha 1923’te birçok kimseler Türkiye’nin yenileşmesine bakarak mucizeden bahsettiler. Filhakika bu, bir mucizedir. Binaenaleyh Avrupa, muhtelif siyasi ve iktisadi sebeplerden dolayı bugünkü Türkiye’yi tanımak mecburiyetindedir.[2]
Bu eserinden dolayı olacaktır ki Pittard, yaklaşık 10 yıl sonra toplanacak olan İkinci Türk Tarih Kurultay’ına bir davetle katılma fırsatı bulmuştur. Bu kurultayda, Atatürk’ün isteği üzerine “Neolitik Devirde Küçük Asya ile Avrupa Arasında Antropolojik Münasebetler” başlıklı konuyu anlatır.
Bu konferanstan yaklaşık bir yıl sonra, Pittard yeniden Türkiye’ye gelir. Bu gelişinde eşini de getiren Pittard’a ve eşine Afet İnan eşlik eder konferanslarında. Ayrıca Atatürk’ün bir kararnamesiyle de Pittard’a bu gezisi için para verilir. Pittard ve eşi, Ankara’dan sonra İstanbul’a uğrarlar ve yaklaşık bir ay sonra ülkeden ayrılırlar.
Tarihinin en muzlim bir anında, Türkiye’nin rastlamak şerefi ne ve saadetine nail olduğu harikulade adama, İstanbul’da ve –biraz inzivaya çekilip dinlenmek maksadıyla Yalova’da, kazıklar üzerinde yaptırdığı evde müteaddit defalar yaklaşmak imtiyazına mazhar oldum. Bazıları gelip geçici denecek kadar kısa, bazıları uzun olan bu telakkilerden ne gibi hatıralar muhafaza ettiğim tahmin olunabilir. Bu satırları yazarken de Atatürk’e son defa rastladığımız gün bizi kavrayan heyecanı tekrar hissediyorum: Çankaya’da idik. Hasta, zayıf düşmüş, tehlikeli surette musap olduğunu belki de hisseden Atatürk, mufarikatımızın yakın olduğunu bildiği için, bize kendi şahsından biraz daha bahsetmek istemişti.[3]
Vardığım Neticeler:
Geçen sene tesadüf sonucu öğrendiğim Eugene Pittard’ı Atatürk ile olan fotoğraflarıyla görmüştüm. Şimdi, bu araştırmalarım sonucunda, o fotoğrafta Pittard’ın Atatürk’e o denli hayranlıkla bakmasını daha iyi anlamış bulunuyorum. Bana bunu daha iyi kavratan olaylardan birisi de Atatürk’ün tüm Türk gençlerinin okumasını istediği H.G Wells’in “Dünya Tarihi” adlı kitabını okumak olmuştu…
Atatürk’ün adı, bilginin ilerlemesine kişisel araştırmaları ve yayınlarıyla katkıda bulunan insanların listesinde yer almasa da, Türkiye’de ölümsüzleşen bu isim, bilimin, birçok disipliniyle özellikle de antropoloji ve prehistorya alanında sonsuz bir minnettarlık duyulması gereken devlet adamlarının arasında yer almalıdır. E. Pittard
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ Temuçin Faik Ertan. (2014). Antropolojiden Prehistoryayı Dirilten Bir Devlet Başkanı Kemal Atatürk. Türk Tarih Kurumu, sf: 3. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 07/05/2024 07:20:18 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/16166
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.