Türkiye'deki Genç Yetişkinler Cinsellik Hakkında Ne Kadar Bilgili?

Ülkemizde cinselliğin büyük bir tabu olduğu bir gerçektir. Türk toplumunun sosyokültürel yapısı incelendiğinde, birçok kişinin cinsellik üzerine konuşmaktan kaçındığı, cinsel bilgisinin az olduğu ve cinsel yardım almaktan utandığı görülmektedir. Bu durumun sebebi, Türk aile yapısının temeline dayandırılabilir. Birçok çocuk ailesi tarafından "Evlenmeden önce ilişkiye girme." veya "Arkadaşlarınla cinsellik üzerine konuşma." şeklinde, bireyin gelecekteki cinsel hayatını tümüyle yanlış yönlendirebilecek öğütlerle büyütülmekte ve bireyler bu öğütleri içselleştirerek hayatlarına uygulamaktadır. Bu durum, ülkemizde var oluşumuzun temeli olan cinsellik üzerine konuşmaktan neden çekindiğimizi açıklamaktadır.

Cinsellik üzerine konuşmamanın, toplumda yanlış bilgilerin yayılmasına yol açtığı bilinen bir gerçektir. Cinsel ilişkinin kötü bir şey olduğu, mastürbasyon yapmanın körlük yaptığı veya kadınların cinsel ilişkiyi arzulamaması gerektiği gibi hiçbir bilimsel temeli olmayan ve kulaktan dolma bilgilerle birçok yetişkin kendi cinsel hayatını şekillendirmeye çalıştığı için tatmin edici olmayan cinsel deneyimler yaşamaktadır. Bu durum, beklendiği gibi, cinsel ilişkiden alınan hazzı azaltmaktadır.

Türkiye'de Cinsellik Araştırması ve Bulguları

2009 yılında ülkemizdeki genç yetişkinlerin cinsel bilgileri nereden edindiğini ve cinsel hayatlarına dair hangi seçimleri yaptığını gösteren bir araştırma yayınlandı. Başkent Üniversitesi'nden Gül Pınar ve meslektaşlarının, yaşları 17 ila 22 arasında değişen 105 üniversite öğrencisi genç yetişkinle yaptığı bir araştırma, genç yetişkinlerin cinsellik hakkındaki bilgilerini gözler önüne seriyor.^[1]

Cinsel Bilgiler Nereden Ediniliyor?

Araştırma sonuçlarına göre, katılımcıların %59'unun cinsel sağlık üzerine daha önceden bilgilendirildikleri görülüyor. Aynı katılımcılar bilgi edinmek için seçtiği kaynaklar olarak sırasıyla medya, arkadaşlar, kitap, sağlık personelleri, internet, aile ve seminerleri gösteriyor. Aile hariç diğer kaynaklara daha çok başvurulması göze çarpıyor. Kadın öğrencilerin %44'ü aile dışı kaynaklara başvururken, erkek öğrencilerde bu oranın %32.3 olduğu görülüyor.

Ebeveynlerin Öğrenim Düzeyi Sonuçları Etkiliyor!

Katılımcıların ebeveynlerinin öğrenim düzeyi, genç yetişkinlerin cinsellik üzerine bilgi almak istediği kaynaklara etki ediyor. Aile yerine diğer kaynaklardan bilgi alan katılımcıların annelerinin %43.8'inin öğrenim düzeyinin lise öncesi olduğu görülüyor.

Katılımcıların annelerinin öğrenim düzeyi kadar babalarınınki de etkili oluyor. Babalarından cinsel bilgi aldığını söyleyen öğrencilerin %58'inin babasının üniversite mezunu olduğu görülüyor.

Erkek öğrenciler, kadın öğrencilere göre ebeveynlerinden bilgi almayı daha fazla tercih ettiğini belirtiyor. Bu durum, erkeklerin ergenlik döneminde yaşadığı sorunları ve değişimleri babalarıyla daha rahat konuşmalarıyla ve katılımcılarının babalarının öğrenim düzeylerinin annelerine göre daha yüksek olmasıyla açıklanabilir.

Sonuç olarak hem anne hem de babanın öğrenim düzeyiyle bilgi kaynakları arasındaki ilişki incelendiğinde, eğitim düzeyi yüksek olan ebeveynlerin kendi çocukları tarafından kaynak olarak daha çok seçildiği görülüyor.

En Çok AIDS Biliniyor!

Katılımcılara en çok bildikleri cinsel yolla bulaşan hastalık sorulduğunda başı %97.1 ile AIDS çekiyor. %62.8 bilinme oranı ile bel soğukluğu (gonore) ve Hepatit B ikinciliği paylaşıyor. Araştırmada diğer cinsel yolla bulaşan hastalıkların bilinme oranına dair bir bilgi bulunmuyor. Katılımcıların bilgi sahibi olduğu cinsel yolla bulaşan hastalıklar ile cinsiyetleri arasında anlamlı bir ilişki bulunamıyor.

Evlilik Öncesi Cinsel Deneyimi Onaylama Oranı Yüksek Değil!

Araştırma sonuçlarına göre katılımcıların %41.9'u evlilik öncesi cinsel deneyime onay veriyor. Bu oran diğer maddelere kıyasla en yüksek yüzdeye sahip olsa da diğer ülkelere kıyasla oldukça düşük kalıyor. Örneğin; Danimarka, Finlandiya, Almanya, İzlanda, Norveç, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri'nde bu oran %80’i buluyor.^[2]

Kadın öğrencilerin %27.7’si evlilik öncesi cinsel ilişkiye tamamen karşıyken, erkek öğrencilerde bu oran sadece %15.7’de kalıyor. Bu yüzdeler, cinsiyetler arasındaki farka göre yorumlandığında, istatiksel yönden anlamlı bir açıklama bulunamıyor.

Öğrencilerin Yarısına Yakını Evlenmeden Cinsel İlişki Yaşıyor!

Katılımcıların %42.3’ü evlenmeden önce cinsel ilişki yaşadığını belirtiyor. Cinsel ilişki yaşama oranı kadın öğrencilerde %16.6 olurken, erkek öğrencilerde bu oran %70’e kadar çıkıyor. Cinsel ilişki yaşamış katılımcıların yaş ortalaması hesaplandığında sonucun 18,3 olduğu görülüyor (minimum: 15 yaş, maksimum: 22 yaş). Evlilik öncesi cinsel deneyim yaşama açısından cinsiyetler arasındaki farkın istatiksel olarak anlamlı olduğu görülüyor.

Peki Nasıl Korunuyorlar?

Cinsel ilişki yaşamış katılımcıların %42,8'i korunma yöntemi kullandığını belirtiyor. En çok kullanılan korunma yöntemi olarak %68 ile prezervatif tercih ediliyor. Geri çekilme yöntemi kullananların oranı üçte bir olarak hesaplanıyor. Geri kalanlar da oral kontraseptif yöntem olan doğum kontrol hapını tercih ediyor.

Ne Öğrenmek İstiyorlar?

Aşağıdaki grafiğe bakıldığında katılımcıların %81.9'u cinsel sağlık konusunda daha fazla bilgilenmek istediğini belirtiyor. Hem kadın hem de erkek öğrenciler en çok cinsel yolla bulaşan hastalıklar üzerine bilgi edinmek istiyor. Bunu, yine yüksek bir oranla, gebelikten korunma yöntemleri takip ediyor. Geriye kalan konuları sırasıyla gençlik dönemi sorunları, sigara, beslenme ve psikolojik sorunlar izliyor.

Sonuç

Ülkemizde seks hala bir tabu da olsa genç yetişkinlerin seks hakkında bilgilenmek istedikleri ortadadır. Her bireyin sağlıklı ve güvenli bir seks hayatı olabilmesi adına ülkemizde verilen cinsel eğitim; okullar, seminerler ve her türlü medya aracı ile artırılmalıdır. Cinsel bilginin artması aynı zamanda cinsel yolla bulaşan hastalıkların bulaşma oranını da azaltacağından, daha sağlıklı bir toplum var olacağını hayal etmek güç değildir. Bu nedenle hem devlet hem de birey bazında cinsel bilginin yayılmasına katkıda bulunmalı ve bu anlamsız tabuyu bir an önce yıkmalıyız.

Bir yetişkin olarak cinselliğe dair neler öğrenebileceğinizi ve öğrenmenizin neden önemli olduğunu gösteren diğer bir yazımızı buradan okuyarak, ilk adımınızı şimdi atabilirsiniz.