Pentagon'un UFO Dosyası

2017 senesinde New York Times gazetesi bazı UFO videolarının haberini yayımlamıştı. Videolar, bakanlığın onayı olmadan 2007 ve 2017 yıllarında sızdırılmıştı; hatta bu durum, bazılarının bunun bir halkla ilişkiler gösterisi olduğunu ileri sürüyor. Ancak ABD Savunma Bakanlığı’nın genel merkezi olan Pentagon 2020 senesinde bu 3 adet videoyu nihayet “gizlilik” statüsünden çıkardı, bu da UFO’lara ilgi duyan insanların bu konuda heyecanlanmasına neden oldu. Haber, tüm basın kaynaklarında yer aldı. Bu durum, CIA’in 2013 senesinde 51. Bölgenin resmî olarak halka açık şekilde gerçek olduğunu söylemesi gibi hatta belki daha fazla bir etki yaratmıştı. Sanki gerçekler yavaş yavaş kabulleniliyormuş gibi hükümetler itiraf etmeye başlıyor ve ufologlar da “Bakın, size demiştik!” havasına girmişti. Buna rağmen kimileri bu haberleri görür görmez hemen ikna olmak yerine konuya bilimsel bir bakış açısıyla yaklaştılar. Bu da UFO hayranları tarafından “muhafazakâr bilimciler” olarak etiketlenmelerine neden oldu, çünkü onlara göre artık her şey artık apaçık ortadaydı ve bunları görmezden gelmek inkârcılık sayılmalıydı.

Peki bu videolar, uzaylıların aramızda olduğunu tartışmaya yer bırakmayan bir şekilde kabullenmek için yeterli mi? İnceleyelim.

ABD Donanması, 2015

Bu üç videoyu da buradan izleyebilirsiniz:

Bahsi geçen videolar USS Nimitz ve USS Theodore Roosevelt adlı uçak gemilerinde görev yapan ABD Donanması savaş jet pilotlarının kızılötesi kayıtlarından alınmıştır. Bu videolardan ilki 2004 senesine aitti ve 12 metrelik bir cismin, suyun 15 metre yüzeyinde hızlı bir şekilde hareket ettiğini gösteriyor. Diğer ikisi ise 2014 ve 2015 yıllarına aitti ve yine hızlı hareket eden cisimleri gösteriyordu. Savunma Bakanlığı sözcüsü Sue Gough şöyle diyor:

Bu videoları resmî olarak yayımlamak istedik, çünkü videoların ordumuzun kabiliyet ve sistemlerine dair hiçbir hassas bilgiyi içermediğini tespit ettik ve askerî hava sahamızda meydana gelen tanımlanamayan hava olgularıyla ilgili sonraki incelemelerimizin hiçbirini etkilemediği kanaatine vardık… Savunma Bakanlığı, internette dolaşan bu videoların gerçekliğine yönelik olarak halk arasındaki soru işaretlerini kaldırmak ve bu konuda daha fazla video olup olmadığını netleştirmek için, söz konusu videoları resmî olarak yayımlama kararı aldı. Bu videolardaki hava olayları halen 'tanımlanmamış' olarak karakterize edilmektedir.

Bu tarz videolar ilk değil, son da olmayacak. İlginç bir şekilde, videoda pilotlardan birisi bunu bir "drone" olarak tanımlarken, çoğu kişi buna odaklanmayarak sadece "ne kadar hızlı" olduğuna yönelik kısımlara odaklanmıştır ve doğrulaması mümkün olmayan saatte bilmem kaç bin kilometre hızda gittiğine dair çeşitli hesaplamalar yapmıştır. Ancak elbette bu cisimler bir drone olmayabilir; bir roket, bir test aracı, bir deney veya bambaşka bir cisim olabilir. Jetin kayıt sistemlerindeki bir arıza olabilir. Obje aslen yavaş hareket eden ancak jetin hızı nedeniyle ya da kayıtlarda yakınlaştırması (zoom) nedeniyle sanki o obje de aşırı hızlı gidiyormuş izlenimi edinilmiş olabilir (teorik fizikçi Albert Einstein’ın Görelilik Teorisi aklınıza gelsin). Ülkelerin birbirlerine yönelik istihbarat çalışmalarının, yeni teknoloji denemelerinin bir ürünü olabilir. Birçok neden olabilir. Asıl önemlisi ve daha büyük bir sorun da şu: Bu cisimler, "tanımlanamamış" cisimlerdir; yani ne olduklarını kesin olarak bilemiyoruz. Bu nedenle bunlar UFO olarak (UFO'lara dair genel yazımızı buradan okuyabilirsiniz) veya bir o kadar da “tanımlanamayan hava olayları” (İng.: Unidentified Aerial Phenomena) olarak kayıtlara geçmiştir. Bunların uzaylı olduğunu iddia edenlerse, aslında bu cisimlerin ne olduğunu kesin olarak bildiklerini iddia etmektedirler.

Pentagon'un bu tarz videoları yayımlamasının ardındaki motivasyon, ABD hava sahasına izinsiz giriş yapan cisimlerin tespit edilmesi ve araştırılmasına yönelik düzenlemeler yapabilmek ve bu sayede potansiyel tehditlerle erkenden mücadele edebilmektir. 2019 yılında şöyle bir açıklama yapmışlardı:

Askerî açıdan kontrol ettiğimiz bölgelere ve tanımlanmış hava sahamıza son yıllarda çok sayıda izinsiz ve/veya tanımlanamayan hava aracının giriş yaptığına dair bir dizi rapor aldık. Güvenlik ve emniyet endişeleri dolayısıyla, ABD Donanması bu tarz raporları ciddiye almaktadır ve her birini tek tek incelemektedir… Bu çabamızın bir parçası olarak, ABD Donanması şüphelenilen ihlalleri bildirme konusundaki süreci güncelleme ve resmileştirme kararı almıştır.

Açık olalım: Bu, ABD denizcilerinin uzaylı araçlarıyla etkileştiğini beyan etmek demek değildir. Burada yapılan, güvenilir ve iyi eğitimli askerî personel tarafından yeterli sayıda tuhaf hava olayının görülmesi nedeniyle, bunlara yönelik resmî raporların düzgün tutulmasının ve araştırılmasının sağlanmasıdır. Yani bilim insanları da, askerî personel de uzaylı olasılığını sırf "bilimkurgu ürünü" diye görmezden gelmemektedir; araştırmaktadır! Ancak diğer yazılarımızda da birçok kez dile getirdiğimiz gibi, ortada ispat olmaksızın herhangi bir iddiada bulunmak şahsi kanaatten ibarettir; doğru olsun ya da olmasın, bilimsel bir değer taşımamaktadır.

“Yine de bu dava henüz kapanmadığına göre elimizde ilk kez UFO’lara dair elle tutulabilir ve çürütülemeyen bir kanıt söz konusu olabilir mi?” diye düşünenler olabilir. Ancak insanların bu olayı derinlemesine araştırmadıkları için kaçırdıkları birçok nokta bulunduğu vurgulanmalı: Birincisi, bahsi geçen seneler içerisinde bu jetlerin sistemlerinde önemli güncellemeler yapıldı, böylece radarlarına daha hassas algılama sistemleri entegre edildi. Bu durumda örnek vermek gerekirse, daha öncesinde hızlı giden bir jetin bir tek kuşu bile hassaslıkla algılayamayan bir sisteminin artık algılayabildiğini bir düşünürseniz, pilotlar daha önce havada göremedikleri şeylerle karşılaşabilirler ve bunlar oldukça sıradan şeylerden ibaret olabilirler.

İkincisi, New York Times gazetesinde haberi yapan yazarların hepsinin UFO’lara inanan bireyler olduğu görülmektedir ve bu durum konunun “objektif bir bakış açısıyla ele alındığı” konusunda şüpheler uyandırmaktadır. Yazarlardan birisi muhabir Leslie Kean’dir ve kendisi aynı zamanda UFOs: Generals, Pilots, and Government Officials Go on the Record (2010) kitabının da yazarıdır. Şili Donanması tarafından yakın senelerde paylaşılan bir başka olaya ait videoda yine kızılötesi bir çekim bulunmaktaydı ve Kean bu haberi de yine New York Times üzerinden paylaşmıştı. Görüntülerde arkasından uzun bir iz bırakan siyah bir objenin gökyüzünde uçtuğu görülmekteydi ve kayıtlar bir helikopterden elde edilmişti. Şili’de hava kuvvetlerinin yetkisi altında olan ve göksel fenomenleri inceleyen CEFAA adlı hükumet ajansı da görüntülerde neler olduğunu açıklayamamıştı. Ancak onların açıklayamadığı şeyi, bilim yazarı ve Metabunk sitesinin kurucusu olan Mick West gibi dikkatli gözlemciler ve skeptikler görüntülerin arkasından iz bırakan bir A340 uçağı olduğunu açıkça gösterebiliyordu (analizlerini buradan inceleyebilirsiniz). Motorlardan gelen ısı (bu da kızılötesi görüntülerde parlamaya neden olmaktadır, ki söz konusu makalelerde “parlak auralar” ifadesini kullandığında dikkat çekeriz), uçağın arkasından bıraktığı iz ve onun çekimini yapan aracın bakış açısı, kamera özellikleri ve hızı gibi birçok faktör ortada gizemli bir objenin gökyüzünde uçtuğu izlenimini verse de, gerçekler bazen sandığımızdan daha basit olabilmektedir.

Metabunk, 2017

Kean’in tıpkı bu olayda olduğu gibi Pentagon’un düşük çözünürlüklü olan UFO haberinden de bir sansasyon yarattığını söyleyebiliriz. Ancak gelen açıklamaları makul görmekten ziyade ortadaki “gizemi” korumak daha çok işine yarayacaktır. Belki de UFO videolarına dair Pentagon’un açıkladığı gerçekler Şili UFO olayında olduğu gibi sandığımızdan daha basit olabilir. Hızlı görünen bir obje gerçekte hareketsiz ya da yavaş olabilir, yakın ve alçakta görünen de gerçekte uzakta ve yüksekte olabilir ve bir gözlemci olarak bunları ayırt etmekte bazen zorlanabilirsiniz, deneyimli bir pilot olsanız bile!

Son bir nokta da şu: Ne düzeyde bir kanıt, ikna edici olurdu? Örneğin bu cisimleri kameraya çeken uçaklar, bu cisimlerle yakın temasa geçer, bunların yüksek çözünürlüklü fotoğraflarını çeker ve yakın çekim videolarını kaydeder ve bilimsel olarak anlamlı bir şekilde bu cisimlerin Dünya-dışı oldukları gösterilebilir ise, o zaman belki bu iddialar daha fazla ciddiye alınabilir. Ancak “çok hızlı”, “çok ufak”, “çok parlak”, “çok karanlık” gibi tekdüze sıfatlardan yola çıkarak uzaylıların ziyareti gibi abartılı bir iddiada bulunmanın bilimsel olarak hiçbir geçerliliği bulunmamaktadır.