Fizikçiler Tanımlanamayan Hava Olaylarını İncelemek İçin Yapay Zeka Kullanan Yeni Yöntem Geliştirdi!

Uluslararası bir fizikçi ekibi, NASA ve diğer devlet kurumlarının tanımlanamayan hava olayları (İng: "unidentified aerial phenomena", "UAP") üzerine yürüttükleri mevcut araştırmalara yardımcı olmak amacıyla yeni bir metodoloji geliştirdi. Ortaya çıkan strateji, kısmen karanlık maddeyle ilgili kendi çalışmalarından ilham alan özel olarak tasarlanmış bir yapay zekâ programını da kullanıyor.

Daha çok tanımlanamayan uçan cisimler veya UFO'lar olarak bilinen UAP'ler, artık onlarca yıl önceki kadar tuhaf kabul edilmiyor. Başka bir gezegenden gelen gizemli ziyaretçilere işaret eden çeşitli teoriler bir kenara bırakıldığında, analizler giderek daha çok dünyevi açıklamaları belirlemeye odaklanıyor. UAP'ler genellikle gizli deneysel uçaklar, astronomik olaylar veya basitçe bir insansız hava aracının yanlış tanınması gibi durumlarla açıklanıyor. Bununla birlikte, gözlemlerin küçük bir yüzdesi uzmanları şaşırtmaya devam ediyor.

Son yıllarda, ABD hükümeti UAP'ler hakkında daha açık olmaya çalışıyor. Aynı zamanda, ordu da askerlerin gördükleri tuhaf şeyleri bildirmelerini normal bir şey haline getirmek için uğraşıyor. 2024 Kasım'ında, Kongre, UAP'ler hakkında herkesin izleyebileceği bir toplantı yaptı. Bu toplantıda eski bir donanma amirali ve NASA yöneticisi de yer aldı. Bazı eleştiriler olsa da, bu tür olaylar insanların UAP'ler hakkındaki düşüncelerini değiştiriyor.

Albany Üniversitesi'nden Matthew Syzdagis gibi araştırmacılar, yıllardır bu gelişen tartışmaları takip ediyor. Karanlık madde üzerine çalışan bir fizik doçenti olan Syzdagis, son zamanlarda dünya çapında 30'dan fazla meslektaşıyla iş birliği yaparak karanlık madde araştırmalarındaki bu yaklaşımın UAP'leri incelemek için uyarlanabilirliğini değerlendirmeye başladı. Progress in Aerospace Studies dergisinde yayınlanan sonuçlar, geçmiş ve gelecekteki UAP gözlemlerini incelemek için yeni bir disiplinlerarası metodoloji sunuyor.^[1] Syzdagis şunları söylüyor:

Bu süreç ilerlerken gelecekteki UAP çalışmalarının, diğer araştırmacılar tarafından test edilip doğrulanabilecek titiz, tekrarlanabilir bir yöntemi izlemesi kritik önem taşıyor. Bu makale ile bu çabalar için bir yol haritası oluşturmayı hedefliyoruz.

Ekip, bu yöntemi geliştirirken çok sayıda veri ve araç kullandı. Örneğin, Ulusal Hava Servisi'nden (İng: "National Weather Service") alınan halka açık hava durumu bilgileri bunlardan biriydi. Bu veriler, diğer cihazlardan gelen bilgileri doğrulamak ve aynı anda herhangi bir olağandışı durum tespit edilip edilmediğini anlamak için kullanıldı. Ayrıca, Cosmic Watch adlı bir radyasyon algılama sistemiyle, kızılötesi kameralarla gözlemlenen UAP'lerin yanında iyonlaştırıcı radyasyon olup olmadığı kontrol edildi.

Szydagis, kızılötesi verileri analiz etmek için makine öğrenimini insan doğrulamasıyla birleştiren ve kamera görüntülerini piksel piksel inceleyen Özel Hedef Analiz Protokolü (İng: "Custom Target Analysis Protocol") adında yeni bir yazılım geliştirdiğini belirtiyor. Karanlık maddeyi doğrudan tespit etmeye yönelik benzer stratejilerden esinlenen C-TAP, gerçek UAP gözlemlerini dijital gürültüden ayırıp işaretliyor. Bu sonuçlar, trigonometrik hesaplamalarla birleştirilerek uydu veya Uluslararası Uzay İstasyonu gibi bilinen gök cisimlerini elemek için kullanılıyor.

Bu yöntemi denemek için Szydagis ve meslektaşları, yeni metodolojilerini kullanarak, UAP raporlarının yoğunlaştığı bir dönemde, 2021 yılında Kaliforniya’nın Laguna Beach çevresinde gerçekleştirilen bir saha çalışmasında toplanan görünür ışık ve kızılötesi görüntüleri analiz etti. Başlangıçta işaretlenen birden fazla anormallikten, araştırmacılar biri hariç tüm gözlemler için makul ve muhtemel açıklamalar sunabildiler. Bu açıklanamayan durum, birden fazla videoda kaydedilen, karanlık bir lekenin içindeki parlak beyaz noktalar topluluğuydu. Yine de bu durumda bile, UAP olayının özgün bir durum olduğu pek olası görünmüyor. Çalışmanın yazarları, sonuç bölümünde şunları söylüyor:

Şu anda, hiçbirini gerçek bir anomali olarak adlandıramıyoruz, ama daha fazla araştırma bu durumu değiştirebilir.

İlerleyen dönemde ekip, bu yöntemlerinin dünyanın dört bir yanındaki daha fazla araştırmacının, UAP gözlemlerini bilimsel ve tarafsız bir temelde incelemeye devam etmesine yardımcı olmasını umuyor. Albany Üniversitesi fizik profesörü ve çalışmanın baş yazarı Kevin Knuth sözlerini şöyle bitiriyor:

UAP ya da UFO sorununun uzun süredir devam eden küresel niteliği ve bunların varlığının hava güvenliği ve emniyeti üzerindeki etkileri göz önüne alındığında, bu fenomenleri incelemek ve anlamak büyük bir önem taşıyor.